Bir şeyleri yoluna koymam gerekiyordu. Biliyorum, dünya adil değil. | Open Subtitles | ثمّة مشكلة يجب أن أحلّها، أعلم أن العالم ليس عادلًا. |
Bu adil değil. Ben neden zayıf görünmüyorum? | TED | لكن هذا ليس عادلًا. لماذا لا أبدو نحيفًا؟ |
Benim açımdan adil ve etik olmaz. | TED | فأرى أن هذا الأمر لن يكون عادلًا أو أخلاقيًا من جانبي. |
"sana adil davranmaları için önlemlerini al. | Open Subtitles | قم بكامل التدابير الاحترازية التي قبضت عليها أجراً عادلًا |
Sana haksızlık ettiğimin farkındayım. | Open Subtitles | لا نقدر على فعله سويًّا. هذا ليس عادلًا لكِ. |
Bu hiç adil olmaz. Teyit için karaciğer biyopsisi yapacağız. | Open Subtitles | لن يكون هذا عادلًا سنقوم بفحص نسيج الكبد للتأكد |
Burada herkese adil davranıyoruz. Kimseye özel muâmele yapamayız. | Open Subtitles | إن لدينا نظامًا طبيًّا عادلًا هنا، وإنّنا لا نعامل أيّ مريض بتمييز. |
Burada herkese adil davranıyoruz. Kimseye özel muâmele yapamayız. | Open Subtitles | إن لدينا نظامًا طبيًّا عادلًا هنا، وإنّنا لا نعامل أيّ مريض بتمييز. |
Yedi'nin huzurunda kibrimi kırıyor ve tanrıların adil gördüğü tüm cezaları kabul ediyorum. | Open Subtitles | أقف خانعًا في حضرة الآلهة السّبعة وأقبل أيّ عقابٍ تراه الآلهة عادلًا. |
adil, tarafsız ya da kaotik değilim. Bunlardan hiçbiri değilim. | Open Subtitles | لستُ عادلًا ولا مُحايدًا ولا فوضويًّا، لا شيء من تلك الصفات. |
Ülkemizi ve dünyayı besleme sorumluluğunun yükünü yalnızca kadınlara yüklemek doğru veya adil değil. | TED | ليس صائبًا أو عادلًا أن يتحمل عبء هذه المسؤولية... وهي توفير الغذاء لبلادنا وللعالم... أن تتحملها النساء وحدهن. |
Çünkü kaynaklar; cassava (bitkisi) ve kapitalizm benzerlik tezindeki gibi bir yerlerde öylece duruyor. Cassava'yı (bitkisi) kullanmak için işlemeli ve zehrinden arındırmalısınız. Aynı şeyi pazar ekonomisi için iddia ediyorum; pazar ekonomisi de herkes için adil olabilmek adına işlemden geçmeli. | TED | وهم يتعثرون بسبب فرضية الكسافا والرأسمالية، فالكسافا يجب أن تعالج كي لا تكون سامة، وأزعم أنه بالمثل، يجب أن يعالج الاقتصاد كي يكون عادلًا للجميع. |
Cinsiyet eşitliğiyle ilgili tutkulu fikirlerim var, ancak "feminist" etiketini özgürce kabul etmek iyi feministlere karşı adil olmayacak diye endişeleniyorum. | TED | ولدي آراء عاطفية حول المساواة بين الجنسين، ولكن أخشى إذا وافقت على وصفي "بمناصرة النساء"، لن يكون ذلك عادلًا للجيدات منهن |
En azından adil. | TED | حسنًا، على الأقل أصبح الأمر عادلًا. |
Bilirsin işte, düşünceli, aklı başında ve adil. Evet, adil olmalı. | Open Subtitles | ومتوازن وعادل ، يجب أن يكون عادلًا |
Onlar yüzünden özel olduğunu düşünmene neden oluyorlar ki bu doğru değil, adil hiç değil. | Open Subtitles | غنها تخدعك في التفكير بأنك مميز فقط بسبب تلك القدرات.. -وهذا ليس حقيقي، وهذا ليس عادلًا أيضًا |
Bana bunun için bir fırsat dahi vermediniz. Hiç adil değil. | Open Subtitles | لم تعطوني حتى فرصة لذلك، هذا ليس عادلًا |
Gerçekten adil olsun istiyorum ben. | Open Subtitles | حقا اعني انا فقط اريد ان اكون عادلًا |
Kürsüde kalmanızı isteyerek haksızlık ettim. | Open Subtitles | لم يكن عادلًا أن أبقيك بالعمل، |
Sana da onlara da haksızlık ettim. | Open Subtitles | لم يكن هذا عادلًا تجاههم أو تجاهكِ |
Bu hem yanlış hem de haksızlık. | Open Subtitles | حسنًا، هذا ليس عادلًا أو حقيقيًا |