Ben 15 yaşındayken sıradan bir gündü sıradan evimde ve sıradan hayatımda bir şey beni balkonun kenarına itti. | Open Subtitles | الان , عندما كنت في الـ 15 و قد كان يوماً عادياً في منزلي المعتاد و في حياتي المعتادة |
12 tane, sıradan, aptal, kolayca etki altında kalan ve düşünemeyen götler. | Open Subtitles | فقط 12 شخصاً عادياً غبياً ، سهل التأرجح ضيّق الأفق أحمق .. |
Şimdi son olarak, birkaç gün önce kişisel kahramanlık değerini, banal veya klişeleşmiş olacak derecede sıradan bir şey haline getireceklerini duyduk. | TED | والآن لنختم، لقد سمعنا منذ يومين عن قيمة جعل البطولة الفردية أمراً مألوفاً حتى تصبح شيئاً عادياً أو روتينياً |
Arkadaşlar, biz bir hafta sonu normal bir filme gitmeyecek miyiz? | Open Subtitles | يا فتيات، أعتقدت أننا سنشاهد فيلماً عادياً في عطلة الأسبوع هذه. |
- Hayır. Her şey yolundaydı, normaldi. | Open Subtitles | كلاّ، لقد كان كل شيء على ما يرام لقد كان عادياً |
sıradan bir yağmurluğu vardı. Şapkası aşağı eğikti, yüzünü bile görmemiştim. | Open Subtitles | يرتدي معطفاً عادياً وقبعة ولم أتمكن حتى من رؤية وجهة |
sıradan bir kuruntu, anılarına bağlı bir kuruntu olsa durum farklı olurdu. | Open Subtitles | إذا كان ذلك وهم عادى من الذاكرة لكان شيئاً عادياً |
Roma vatandaşlığının yüksek değeri bir kere düşüp... sıradan, ucuz bir şeye dönüştüğü zaman ne olacak sizce? | Open Subtitles | المواطنة الرومانية التى وجدت فى يوم ما ؟ سوف تصبح شيئاً رخيصاً و عادياً |
Tek sorun yeterince sıradan birini Bulabilir miyiz? | Open Subtitles | السؤال الوحيد هو هل نستطيع إيجاد رجلاً عادياً بما يكفي؟ |
Bir ünlüyle değil de, sıradan biriyle evlendiğim için ne kadar mutluyum. | Open Subtitles | أنا مسرورة للغاية لأنني تزوجت رجلاً عادياً وليس مشهوراً |
Vitasoka, söyle anneye, selamlasın sıradan adamı. | Open Subtitles | فيتاسوكا، أخبر الأم بأن تلقي التحية على شخصاً عادياً. |
Ben sıradan biri miyim? | Open Subtitles | أنتم تظنون أنني شخص عادي أنا لست شخصاً عادياً |
sıradan bir vatandaş olduğum zaman umarım daha yakın arkadaş oluruz. | Open Subtitles | عندما أصبح مواطناً عادياً أتمنى أن نصبح أصدقاء أفضل |
Bu yukarı-aşağı hareket eden sıradan bir asansör değil. | Open Subtitles | هذا ليس مصعداً عادياً من الذي يصعد ويهبط |
Gerek yok, bu sıradan bir füze. İlk kategori ne? | Open Subtitles | لن نحتاجه ، سنحتاج صاروخاً عادياً ما أول فئة لديك ؟ |
Allahın belası. sıradan bir adamın icraatlarını dinleyecek değilim. | Open Subtitles | تباً له ، لن أدع بشرياً عادياً يخبرني بما علي أن أفعل |
sıradan bir asker değil. Ateş kralının kardeşi, -batı ejderi, | Open Subtitles | إنه ليس جندياً عادياً, إنه أخو سيد النار ...تنين الغرب |
Daha 16 yaşında ve normal bir çocuk olmak için mücadele veriyor. | Open Subtitles | جاستن في الـ16 من عمره إنه يكافح ليحاول ان يكون فتاً عادياً |
Anormal bir duruma verilen anormal bir tepki, normal bir davranıştır. | Open Subtitles | رد فعل غير عادي حيال موقف غير عادي يعد سلوكاً عادياً |
Ertesi sabah uyandığımda her şey normaldi. | Open Subtitles | عندما إستيقظت في الصباح التالي كل شيئ كان عادياً |
Çok sıradandı. Jimnastikle hiçbir ilgisi yoktu. | Open Subtitles | كان الأمر عادياً للغاية، لم يكن فيه أي جمباز. |
Hayır ama olayın üstlenilmesine kadar günler hatta haftalar geçmesi sıradışı bir durum değil. | Open Subtitles | لا،ولكنه ليس عادياً فربماتمرأيامأوحتىأسابيع... قبل أن يعلنوا مسؤليتهم ... |
- Yapma, ortalama birini seçmiş olsaydı sevgilisi kıskanmazdı ki. | Open Subtitles | بحقك. إن إختارت شخصاً عادياً صديقها القديم لم يكن سيصبح غيوراً أبداً |
Mahkemede, bunun alışılmadık yapıda özel bir bıçak olduğu vurgulandı. | Open Subtitles | في المحكمة كانوا يقولون بانها ليست سكيناً عادياً. هناك شيء مميز بها |