Görünütüyü yakalamayı başardım. normal fonksiyon. Beni duyabiliyor musun Batou ? | Open Subtitles | انا شغلت لسرقة الرؤيا وظيفه عاديه, اتستطيع سماعي يا باتو ؟ |
Sevgili Jack, eğer hayatımı yeniden yaşama şansım olsaydı normal bir kız olup, normal bir hayatım olmasını isterdim. | Open Subtitles | عزيزى جاك ،اذا استطعت ان اعيش حياتى من اول و جديد لأردت ان اكون فتاه عاديه تحظى بحياه طبيعيه |
normal kadınlar için bile bir reklamcı ile evli olmak kolay değildir. | Open Subtitles | من الصعب أصلا أن تكونى زوجه لرجل أعلان و أنت عاديه |
Herneyse, altı gün sonra lrak sınırlarında sıradan bir devriye görevi yapıyorduk... ve Eddie, lanet olası, bir tank mayınına bastı. | Open Subtitles | على اى حال بعد حوالى ستة ايام كنا نقوم بعملية مسح عاديه على الجانب العراقى وايدى تلقى قذيفه من مضاد الدبابات |
Ama ekselansları bu sıradan bir bebek değil. | Open Subtitles | لا ,ليس الدمى مجددا لكنها ليست مجرد دميه عاديه ,فخامتك |
Standart, smokin, Hawaii stili? | Open Subtitles | عاديه و طراز قديم و غير رسيمه؟ |
Tıpkı normal bir ailedeki boşanmadan sonra, çocuğun ilgisini çekebilmek için anne baba arasında kıskançlık başlaması gibi. | Open Subtitles | كعائله عاديه بعد الطلاق الغيره الأبويه الناتجه عن تصرفات الطفل |
normal bir işte bu kadar acele etmezsin. | Open Subtitles | اتعلم انك لا تواجه كل هذا الضغط في مهنه عاديه. |
Çünkü beni tedirgin ediyor.Bütün istediğim senin normal hayatının olmasıydı. | Open Subtitles | لأنه يزعجني، كل ما أردته لكِ حياةً عاديه لماذا يا أماه؟ |
Ailemi öldürende normal bir çekiç vardı. | Open Subtitles | هذا يعني بان هناك شخصان مختلفان الذي قتل كل العائله كانت مطرقته عاديه |
İnsanların normal şeyler yapmama yardım etmesine ve üstüme düşmesine ihtiyacım yok. | Open Subtitles | انا لا أحتاج لناس تساعدني يفعلون أشياء عاديه و يهوسون بي |
normal bir holoband kullanıp siz gelince orada sizi karşılayacağım. | Open Subtitles | سأستخدم هولوباند عاديه وسأكون هناك لتحيتكم حين تصلوا |
İlk kez normal ailesiyle normal bir tatile çıkan normal bir çocuk gibi hissettim. | Open Subtitles | للمره الاولى شعرت بانني طفله عاديه مع والديها الطبيعيين في اجازه عائليه طبيعيه |
Olduğumuz şeyden mutluydum ve sonra sen gittin ve bana bir soru sordun normal 16 yaşındaki birinin cevap vermek zorunda olmadığı bir soru. | Open Subtitles | لقد كنت سعيده بوضعنا وبعدها اتيت وسألتني سؤال ليس على فتاة عاديه في السادسه عشره ان تجيب عليه |
Öyle sıradan bir yenilgi değildi. Tam bir felaketti. | Open Subtitles | لم تكن مجرد هزيمه عاديه لـقـد كـانـت كـارثـه مروعـه |
Aslında bu gece geliyorlar, karanlıkta sıradan bir kamyonla. | Open Subtitles | فى حين أنهم سيصلون الليلة تحت جنح الظلام فى شاحنة توصيل طلبات عاديه |
Rambaldi'nin çalışmalarını sıradan şeylere saklamak gibi bir alışkanlığı var. | Open Subtitles | أخفى رمبالدى عمله الحقيقى فى أشياء عاديه |
Hayal ediyorum da, ileride, sıradan bir işim olsa, doğru kadınla evlensem, birkaç çocuğum olsa ve ömrümün kalan günlerini bir apartman dairesine geçirsem. | Open Subtitles | ارى نفسي في وظيفه عاديه واتزوج الفتاة الصحيحه وننجب طقلين او ثلاث واعيش حياتي في بعض من منازل المدينه |
Standart devriye aracı, şeffaf pencereler. SUV yok. | Open Subtitles | سياره عاديه ، بنوافذ غير معتمه |
insanların senin anormal olduğunu düşünmelerini de istemezsin. | Open Subtitles | انتي لاتريدين الناس ان يقولوا عنك غير عاديه |
Bu nedenle, biraz sıradışı olsa da, davranışınızın bir açıklaması olduğuna eminim. | Open Subtitles | لذا أعتقد أن فعلتك لها تفسير .. حتى إذا بدت غير عاديه. |
Basketbol tarihi için alışılmadık bir tarz yarattılar. | Open Subtitles | أيجماعهمفككهغير عاديه تلعب ضدّ ملوك كرة السلة. |