Eğer bunu fark edemiyorsan, belki de normal bir ayısındır. | Open Subtitles | و إن لم تفهم ذلك، فربّما أنتَ مجرّد دبّ عاديّ |
normal ve dünyevi bir durumdayım. Çabuk gel eve, tamam mı? | Open Subtitles | أجل، كلّ شيء عاديّ و دُنيويّ، عُودي إلى بيتكِ قريباً، اتّفقنا؟ |
Tüm bu durumlar akciğerleri normal şekilde çalışmaz hale getirir. | TED | كل هذه الحالات تجعل الرّئتين غير قادرتين على العمل بشكل عاديّ. |
Heyecanlısın ama sakinliğini koruyorsun çünkü bunun sıradan bir paket olmadığını biliyorsun. | Open Subtitles | أنت متحمس، ولكن ستظل هادئًا. لأنك تعرف أن هذا طرد غير عاديّ. |
Anlıyor musun? sıradan biriyim. sıradan bir işim, sıradan bir odam var. | Open Subtitles | أنا رجلٌ عاديّ ، حصلت على وظيفة عاديّة وغرفة عادية |
"sıradan vampir" diye bir şey varsa, Angel onlardan biri değil. | Open Subtitles | ... هذا ليس مصّاص دماء عاديّ إن كان هناك شيئا ً |
Bazıları normal bir erkek bireyin akciğeri bir basket sahasının yüzeyi kadar olduğunu söylüyor. | TED | البعض يقول أنّ رئة رجل عاديّ تبلغ مساحتها من الداخل مساحة كرة سلّة. |
Sen normal bir çocuk değilsin. Akatsuki Kyubi yüzünden senin peşinde! | Open Subtitles | لست بفتىً عاديّ جماعة آكاتسوكي هم وراء الوحش الذي بداخلك |
Ve hepiniz, henüz normal bir sınıf için... hazır olmadığınızı defalarca gösterdiniz. | Open Subtitles | أثبت الوقت مِرارًا وتكرارًا أنكم غير مُستعدّين لفصل عاديّ |
Bence istediğin kadar normal olabilirsin. | Open Subtitles | حسناً، أظن أنك باستطاعتك أن تكون عاديّ كيفما أردت |
Ama ben normal bir işi olan bir kız değilim ve barlarda tanıştığı normal herifleri beceren ve düğün hediyesi... sorma? | Open Subtitles | ولكن لستُ امرأة لديها عمل عاديّ وتضاجع رجالاً طبيعيّين تلتقيهم في حانات أو في متاجر لشراء هدايا حفلات الزفاف |
normal bir yatakta uyumaya alışmak iki geceden fazla zamanımı alacak. | Open Subtitles | سيلزمني أكثر من ليلتين لأعتاد النوم في سرير عاديّ |
Ortalama olarak normal bir ayıyla aynı zekaya sahip olsam daha iyi olurdu. | Open Subtitles | سيكون العالم أفضل إن لم أكن إلّا بذكاء دبّ عاديّ |
Kim hayatı umursamayan sıradan biri diyorsa, | Open Subtitles | إذا شخص ما أخبرك أننيّ كنت رجل متوسّط عاديّ , لا يهتم بالعالم, |
oda seninkilere baktığında hissedilen herşey sıradan değildir çünkü hissettiğin aynı anda güçlü ve zayıftır heyecanlanırsın ve aynı zamanda korkarsın. | Open Subtitles | وهي تنظر إليك , تشعر بكل شيء , كأنه غير عاديّ تمامًا. |
Sadece sıradan sorunları olan sıradan bir adam. | Open Subtitles | وأنّه مجرّد شاب عاديّ يعاني من مرضٍ عادي |
Romantizmi denedim ve... daha sıradan birşeye hazırım. | Open Subtitles | .. لقد أعطيت الحبّ فرصته ومستعدّة الآن لفعل شئ عاديّ |
Biri, bu ilişkiyi sıradan bir şekilde yaşamak için verdiğimiz söze uymuyor demek. | Open Subtitles | بلى، هذا يعني أن هناك شخص نسي إتفاقية إبقاء هذا الأمر عاديّ |
Gördüğün sıradan bir rüya değildi. Bir mesajdı. | Open Subtitles | لم يكن مُجرد حلمٌ عاديّ ، بلّ كانت رســالة. |
Bir çok sıradan kadın gibi, sıradışı bir hayali vardı. | Open Subtitles | ومثل أيّ امرأة عادية، كان لديها حلم غير عاديّ |
Bu biraz olağandışı oldu. | Open Subtitles | هذا أمر غير عاديّ. |