"عاطفيّاً" - ترجمة من عربي إلى تركي

• duygusal
• tutkulu

Evlat, senin için oldukça duygusal bir gün olduğunu biliyorum ama, delilleri ne yapacağız?
بنيّ، علم بأن هذا كان يوماً عاطفيّاً لك لا يمكننا المُجادلة مع الدليل

duygusal konusmak istemem, ama mesele sadece musteriler degil.
لا أريد أن أكون عاطفيّاً لكنه ليس مجرد محاسبات

Başını omzuma koydu. Sanırım duygusal olarak etkilendim.
وأسند رأسه على كتفي، أعتقد أنّي مجروح عاطفيّاً

Beklenilen kahraman duygusal açıdan dengesiz olan bakiresini kurtarmaya geldi.
البطل المتوقّع العائد لإنقاذ فتاته غير المستقرّة عاطفيّاً.

Benim için hep en iyisini isterdi. - Vay canına. - tutkulu ve sevecen biri olmamı isterdi.
لطالما أرادت مصلحتي أرادتني عاطفيّاً و عطوفاً

- Benim duygularından bahseden, ...duygusal bir kız gibi olmamı istiyorsun, - Ama bu asla olmayacak. - Aptal değilim ben.
أعلمُ أنّكِ تريدينني رجلاً عاطفيّاً كالفتيات يحبّ النحدّث عن مشاعره، لكن هذا لن يحدث أبداً.

Belli ki içlerinden birini incitmişsin. duygusal olarak tabii ki zira fiziksel olarak nereden bilebilirsin ki?
واضح أنّكَ جرحتَ إحداهن عاطفيّاً إذ جسديّاً، مَن عساه يدري؟

Sırf bir anda duygusal birine dönüştün diye planlarımı bozmana izin vermeyeceğim.
ولن أسمح لك بتعطيل خططي لأنّك أصبحتَ عاطفيّاً فجأة

On beş yaşında bir çocuğun ailesinden ayrı yaşaması, duygusal olarak ona zarar vermez mi sizce?
و عيشه بعيداً عن والديه بعمر 15 عاماً ألا تعتقدين أنّه يؤذيه , عاطفيّاً ؟

Diğer taraftan, son araştırmalar gösteriyor ki yetişkinlikte ikinci dil öğrenen insanlar, ikinci dillerini konuşarak problemlerle yüzleştiklerinde, kendi dillerini konuşurken olduklarından daha az duygusal önyargı ve daha mantıklı bir yaklaşım gösteriyorlar.
بالمقابل، أظهرت الأبحاث الأخيرة أنّ الناس الذين تعلّموا لغةً ثانيةً في سن الرشد يظهرون تحيزاً عاطفيّاً أقل ونهجاً أكثر عقلانيّةً عندما يواجهون مشاكل في اللغة الثانية أكثر مقارنةً بلغتهم الأم

Gençliğinin duygusal yönden küçük düşürücü bir bölümünü, benimle paylaşacak mısın?
إذن ، سوف تشارك... -حلقة مهينة عاطفيّاً من فترة شبابكَ معي؟

duygusal olarak dengesiz olanlar için sinek kâğıdı gibiyim.
-ليس خطأك أنا بمثابة قنّاص ذباب للمضطربات عاطفيّاً

Eğer bir şey olduysa yani senin yaptığın veya onun yaptığı veya ikinizin birden yaptığı bir şeyden kaçmaya çalışıyorsan yani duygusal olarak kaçmak istiyor olabilirsin ama tecrübelerime dayanarak eğer birinin arka bahçesinde bir pitbula bakıyorsan yerinde sabit kalman senin hayrına olur.
،إذا حدث شيء أعني، إذا كنتَ راحلاً لتهرب من شيء اقترفتَه أنتَ أو اقترفته هي أو اقترفه كليكما أعني، ربّما تريد الهرب عاطفيّاً لكن بحكم خبرتي

Annen, duygusal olarak açılmamı istiyor.
تريدني والدتكَ أن أنفتحَ عاطفيّاً.

Erkekler konusunda duygusal davranmamak mı?
لا تتورّطين عاطفيّاً مع الرجال؟

duygusal anlamda renk körlüğü yaşıyorsun.
إنّك عمياء عاطفيّاً

duygusal olarak neye bağlandığını bulurum.
أكتشف ما يهمّه عاطفيّاً

Teknik olarak değil tabii. duygusal olarak.
ليس واقعيّاً, وإنما عاطفيّاً

Karı gibi duygusal olma.
لا تكن عاطفيّاً.

Liam kitap yazma konusunda gerçekten tutkulu olabilir.
ليام يمكن أن يكون عاطفيّاً حقاً بالكتابة.

Dolayısıyla, tutkulu bir insan olduğunu biliyoruz.
لذا نعلم أنه كان عاطفيّاً.