kısır bir eş ile hayatımın alacakaranlık gökyüzü arasına bir hazine yerleştirdin. | Open Subtitles | من زوجة عاقر انه نور السماوات في حياتي لقد وهبتني كنز |
Ama karım Saray kısır ve çocuğu yok. | Open Subtitles | ولكن زوجتى ساراى عاقر . لا أطفال لها |
Biz kısır değiliz. Sadece üretkenliğimiz düşük. | Open Subtitles | لسنا عاقر نواجه مشاكل فحسب في الإنجاب |
Mahvolmuş bir evlilik, boktan bir iş, şimdiden kendini kısır olduğuna inandırmışsın. | Open Subtitles | زواج فاشل عمل سيء مقتنعة بأنكِ عاقر |
Çocuk yapmak için buradasın ama kısırsın! | Open Subtitles | أنتِ هنا لتنجبي أطفالاً بينما أنتِ عاقر |
Böylesine verimsiz bir eşe sahip olmanın acısını yıllarca çekti. | Open Subtitles | و الشعور القاسي بأنه غير محظوظ ليجد نفسه يحمل عبء زوجة عاقر, |
Ama Tanrı seni kısır yapmış. Bir bok anlayamazsın maalesef. | Open Subtitles | لكن الله جعلكِ عاقر لذا لا تعلمي |
Doktorlar Cheryl O'Reilly'ye kısır teşhisi koymuşlardı. | Open Subtitles | الأطباء شخصو شيرلي أوريالي بأنها عاقر |
Karşımızda o müthiş doktor ve kısır karısı. | Open Subtitles | هنا، الطبيب المتألق عالق مع امرأة عاقر |
Karşımızda o müthiş doktor ve kısır karısı. | Open Subtitles | هو ذا الطبيب اللامع. عالق مع زوجة عاقر. |
Meşru eşim tamamen kısır. | Open Subtitles | زوجتي الشرعية عاقر كالحجر |
kısır. Ne bekliyorsun ki? | Open Subtitles | إنها عاقر, ما الذي تتوقعهُ؟ |
Ama bir yandan da kısır olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | رغم علمي بأنني عاقر أيضاً. |
Çok iyi biliniyor ki, Calpurnia kısır. | Open Subtitles | -من المعروف ان زوجتى عاقر |
Senin kısır bir kadından daha iyisini hak ettiğini düşünüyor. | Open Subtitles | وتظن أنك تستحق أفضل من امرأة عاقر ! |
Lakin kısır. | Open Subtitles | لكنها عاقر. |
- kısır. | Open Subtitles | عاقر. |
Sen kısırsın. | Open Subtitles | أنتِ عاقر. |