Onun çalışan bir arabası var, ...ve eğer farketmediysen, burada mahsur kaldık. | Open Subtitles | لديه سيارة تعمل، وفي حال لم تكن قد لاحظت، نحن عالقون هنا. |
Madem burada mahsur kaldık bari tadını çıkaralım. | Open Subtitles | حسناً، في حين نحن عالقون هنا يجب علينا أن نستفيد من ذلك. |
Bu şaka değil. Feribotu yaktı ve şimdi burada kaldık. | Open Subtitles | إنها ليست مزحة ولقد أعطب المركب ونحن عالقون هنا الان |
Evet, benim. burada kaldık. Lütfen kovayı yollayın. | Open Subtitles | نعم، إنه أنا نحن عالقون هنا رجاء إرمي لنا الدلو |
Ama ayrıca Burada sıkışıp Dışişleri Bakanlığının Finch'i bulmasını beklediğimizi de biliyorum. | Open Subtitles | ولكني أعلم أيضا أننا عالقون هنا تنتظر وزارة الدولة ان تجد فينش. |
Birisi yardım etsin! Lütfen, kimse yok mu, Burada sıkıştık Birileri yardım etsin! | Open Subtitles | رجاءً ليُساعدنا أحد ، نحن عالقون هنا ليُساعدنا أحد |
Tâ ki bir görev veya hükümet tarafından ölünceye dek Buraya sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | نحن عالقون هنا حتى نُقتل في مهمة أو تقتلنا الحكومة |
Eğer buraya saplanıp kaldıysanız, eğlenmeye de hakkınız var. Doğru mu? | Open Subtitles | إذا كنتم عالقون هنا , فيجب أن تحظوا ببعض المتعة , أليس كذلك؟ |
Yani rüzgâr hızlanana kadar burada mahsur mu kaldık? | Open Subtitles | إذاً نحن عالقون هنا حتى تقوم الرياح بالإسراع؟ |
Lütfen, bu gece hepimiz burada mahsur durumdayız. | Open Subtitles | رجاء نحن عالقون هنا الليلة معا |
Haklısın. burada mahsur kaldık. | Open Subtitles | أنت محق، حسناً، نحن عالقون هنا |
Scottsdale'e gidiyorduk ama arabamız bozuldu ve tamir edilene kadar burada mahsur kaldık. | Open Subtitles | كنا في طريقنا الى سكوتسدايل"، ولكن السيارة" تعطلت ونحن عالقون هنا الى أن يقوموا بتصليحها |
Biz burada kaldık, Döncem hala yukarıda. | Open Subtitles | نحن عالقون هنا بالاسفل والباكسون موجود في الاعلى |
-Şu Grinch yüzünden burada kaldık diye moralinizi bozmayın. | Open Subtitles | يا أصحاب لا يمكننا أن ندع سلبية تلك النكدية أن تفرقنا مجرد لأننا عالقون هنا |
Fırtına geçene kadar burada kaldık demek. | Open Subtitles | هذا يعني أننا عالقون هنا حتى تنتهي العاصفة |
Burada sıkışıp kalmamızın benim suçum olduğunu söyleyeceksen hiç durma. | Open Subtitles | لو أن تريد أن تقول إننا عالقون هنا بسبب خطئي، فقل هذا |
Ayrıca Burada sıkışıp kaldığımız sürece, kasedeki sunulmuş yemek gibiyiz. | Open Subtitles | وبينما نحن عالقون هنا نحن كالطعام في وعاء الآن |
Burada sıkışıp kaldığımıza göre bize harcamalar için para vermeleri lazım. | Open Subtitles | ما دمنا عالقون هنا عليهم دفع اجور أكثر لنا |
hayır ama biri bizi bulana kadar Burada sıkıştık... ya da anahtarları bulana kadar. Şimdi dinleyin. | Open Subtitles | نحن عالقون هنا حتى يجدنا احد ما او نحصل على المفاتيح, استمعوا |
Görünüşe göre Francis bizi bulana kadar Burada sıkıştık kaldık. | Open Subtitles | أو سوف يتم قطع رؤوسنا يبدو أننا عالقون هنا الى أن، يجدنا فرانسيس |
Neredeyse bu bölgedeki bütün yolları, bu yüzden üzgünüm ama millet, Buraya sıkışıp kaldınız. | Open Subtitles | الى حد كبير كل الطرق في المنطقة، لذا آسف أن أقول، أيها الناس، أنكم عالقون هنا فحسب. |
Beraberce buraya saplanıp kaldık. | Open Subtitles | نحن عالقون هنا معا. |
Zaten bizim dünyamızı ele geçirdiler. Bu yüzden burada tıkılı kaldık. | Open Subtitles | إنهم بالفعل إتخذوا من عالمنا مكاناً لهم وهذا السبب في أننا عالقون هنا |