Ben hayatım boyunca herhangi birinin çekebileceğinden daha fazla acı çektim. | Open Subtitles | لقد عانيت أكثر من أى شخص يجب أن يعانى فى حياتة |
Biliyorum Joana. acı çektin ama bu seni daha güçlü kıldı. | Open Subtitles | أعرف يا جوانا ، لقد عانيت لكن هذا قد زادك قوة |
Çok acı çektiğinizi biliyorum, amacım acınıza acı katmak değil. | Open Subtitles | أعلم أنك عانيت الكثير و أنا لست هنا لزيادة شراحك. |
İki kendini düşünen iki harika sanatçının... kızı olmanın bütün sıkıntılarını yaşadın. | Open Subtitles | لقد عانيت من كلّ الكوارث .. لأنكأبنه. لإثنان منغمسان في ملذات .. |
Önemli bir şey değil... Yetiştiğim dönemde zor zamanlar geçirdim. | Open Subtitles | ليست بالأمر الهام عانيت قليلاً من وقت عصيب خلال نشأتي |
Bugün sizlerin önünde başarılı ve mutlu görünüyor olabilirim, ancak bir zamanlar ciddi bir bunalımın verdiği acı içerisinde tamamen çaresiz durumdaydım. | TED | ربما ابدو ناجحه وسعيده. ان اكون امامكم اليوم، لكني يوماً عانيت من اكتئاب شديد. وكنت في يأس شديد. |
Ne kadar harika olduğunu ispat etmene gerek yok ya da ne kadar acı çektiğini. | TED | فأنت لست بحاجة للتكلم ومحاولة إظهار كم أنت شخص مذهل أو كم عانيت في السابق. |
Omuzlarımda tendinitten ve altımda tuzlu yaralardan acı çektim. | TED | و لقد عانيت من إلتهاب الاوتار بكتفي و إلتهابات المياه المالحة بالمؤخرة |
Ünlü atam yüzünden yeterince acı çektiğimi düşünüyorum ve ve kayıp olan portreyi sana gönderiyorum onu Stapleton'ın çiftliğinde bulduk ve böylece koleksiyonuna katabilirsin. | Open Subtitles | أعتقد أننى قد عانيت بما فيه الكفاية من جدى سيئ السمعة و لذلك و لذلك ، سأبعث لكما بالصورة المفقودة |
Küstahça konuşuyormuş gibi olabilirim ama mütevazı olmam gerekirse, en az İsa kadar fiziksel acı çektim. | Open Subtitles | قد يبدو ذلك صلافة مني.. ولكن في نظري المتواضع لقد عانيت أنا أكثر من المسيح نفسه |
Ben öyle olduğunu düşünüyorum. Zorluklar ve acı içinde büyüdüğünüzü düşünüyorum. | Open Subtitles | لكني أعتقد أنك عانيت بشدة، من نشأة صعبة وقاسية |
Bende sevdim, savaştım acı çektim. | Open Subtitles | أنا كذلك أحببت من قبل ولقد عانيت منه يجب أن تستمعي إلي |
Alt tarafı bir tane kötü deneyim. Sadece tek bir kötü deneyim yaşadın. | Open Subtitles | بسبب تجربة سيئة ، هذا كل شيئ لقد عانيت تجربة سيئة |
Korkunç bir trajedi yaşadın ve iyi olmak için, zamana ihtiyacın var. | Open Subtitles | عانيت من أمر عصيب تحتاجين الى وقت للتحسن |
Yolculuk boyunca sandığın içinde kalmak zor gelmiş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنك عانيت كثيراً خلال الرحلة فى الصندوق |
Sana biraz esnek davranmaya istekliyim çünkü zor günler geçirdin. | Open Subtitles | سأعطيك بعض الحرية هنا، لأنك عانيت في حياتك. |
Lütfen beni yine dövme. Korkunç bir gün geçirdim. | Open Subtitles | لا تضربنى مره اخرى لقد عانيت من يوم رهيب |
Lütfen beni yine dövme. Çok kötü bir geçirdim. | Open Subtitles | لا تضربنى مره اخرى لقد عانيت من يوم رهيب |
Bana agresif davranış yüzünden acı çektiğim söylendi. | Open Subtitles | لقد تم اخباري اني عانيت من تصرفات عدوانيه |
Şimdi beni dinle, nereden geldiğini, ne yaşadığını biliyorum ama burası farklı. | Open Subtitles | فاصغ إلى, أعرف من أين أتيت وما عانيت منه لكن هذا المكان مختلف |
Hayır, ben sana borçlu kalacağım Athelstan bu yolculukta ağır acılar çektiğin için. | Open Subtitles | كلا، بل أنا من أدين لك بسبب تلك الرحلة اللى عانيت بها |
İhtiyacım olmayan bir dersi dinlemeye, sırf senin anahtarını... çalmak için katlandım. | Open Subtitles | أنا أرى أني عانيت من خلال الدراسه التي لم أكن بحاجه اليها |
Diğer bir taraftan da ciddi performans gerginliğiyle mücadele ettim. | TED | وعلى صعيد آخر عانيت من الرهبة عند الحديث أمام الناس |
Montreal'a geldiğimde ben de aynı sorunlarla uğraştım ve benim doktoram var. | TED | تبًا، فقد عانيت نفس المشاكل عندما وصلت مونتريال، برغم حصولي على شهادة الدكتوراه. |
O cümleyi kurarken zorlandım. Ama neden bahsettiğimi biliyorum. | Open Subtitles | لقد عانيت وأنا أقول تلك الجملة ولكنني أعرف ما أتكلم عنه |