Sizin kadar pelerin yakışan birisini hayatımda hiç görmemiştim Bayan Duncan. | Open Subtitles | لم التق بأحداهن يمكنها ان تنجح بإرتداء عباءة مثلك سيدة دانكن |
Buraya en son geldiğinde bana tüylerden yapılmış bir pelerin getirmiştin. | Open Subtitles | آخرمرّة أتيت بها إلى هنا أحضرت لي عباءة من الريش |
İnsanlara sırf pelerin takıyorlar diye şüpheyle yaklaşamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تعامل أحداً بتفرقة، لمجرد أنه يرتدي عباءة. |
Sonra, renkli tül elbise ve üzerine ipek Pelerini giyeceksin! | Open Subtitles | عباءة مع حرير رقيق وامض الثوب الحريري سوف نفك خيوطه |
Babamın pelerinini yine çıkarma zamanı geldi. | Open Subtitles | أعتقد أنه حان الوقت لإستخدام عباءة أبي القديمة |
Şeytani bir tarikat değiller sadece pelerin giymiş bir avuç inek. | Open Subtitles | إنهم ليسوا من عبدة الشيطان إنهم مجرّد حمقى يرتدون عباءة |
Şeytani bir tarikat değiller sadece pelerin giymiş bir avuç inek. | Open Subtitles | إنهم ليسوا من عبدة الشيطان إنهم مجرّد حمقى يرتدون عباءة |
Uzun, şapkalı, pelerin giyen zenci adam gibi bir şey miydi? | Open Subtitles | كان مثل رجل طويل مع قبعة سوداء و عباءة أو ما شابه |
Belki de, pelerin ve hançer senin güçlü elbisen değildir, Mercier. | Open Subtitles | ربما عباءة وخنجر يسن وأبوس]؛ ر دعوى قوية الخاص بك، مرسييه. |
İşte pelerin giyerek sağır gibi konuşan herif yine geliyor. | Open Subtitles | هنا أن رجل في عباءة مع ال الذي يبدو وكأنه هو الصم مرة أخرى، |
pelerin giymek aerodinamik ile uyumluymuş. Bu hiç aklıma gelmemişti bak. | Open Subtitles | عباءة مع الديناميكا الهوائية, كان يجب أن افكر بهذا. |
Gündüzleri. Geceleri ise bir pelerin giyerek bizi öldürmek için suikast timini gönderen ve günah keçisi | Open Subtitles | في النهار، وفي الليل سأرتدي عباءة وأتعقب الأشرار الغامضين |
Onlar görünmezlik Pelerini sayesinde hayatta kalıyorlar, Harry Potter gibi. | TED | كلا، يتمكنون من الصمود على قيد الحياة بارتدائهم عباءة خفية تليق بى هارى بوتر. |
Yaşamdan koruma için giyeceği bir korunma Pelerini. | Open Subtitles | عباءة من أجل الإختباء من الحياة كمأمن لهُ |
- Pelerini kullanalım. Ama sadece üç defa kullanabiliyoruz. | Open Subtitles | استخدمت عباءة سحرية ، ولكن يمكن أن تستخدم إلا ثلاث مرات. |
Sol elinde görünmezlik pelerinini tutarken, ...sağ elini sırtındaki ok kılıfına doğru uzatıp kalan son oku çekti. | Open Subtitles | في ذراعِه اليسارِ حَملَ عباءة الخفاءِ، بينما إنزلقَ منتصفَه الذراع وراء ظهرَه لسَحْب السهمِ النهائيِ مِنْ رعشتِه. |
Ödünç takımlar, ödünç bornoz. Kendi bindiğin dalı kesmek gibi. | Open Subtitles | معدات مستعارة، عباءة مستعارة هيأ نفسك |
Arkadaşınız, babamı öldürdüğü için Kral elbisesi'ni ben giyiyorum artık. | Open Subtitles | والآن بسبب قتل صديقك لوالدي أنا أيضاً أرتدي عباءة الملك |
Bakın, o hemşire önlük giymemi istedi ama omzumda ben vardı... | Open Subtitles | كانت تلك الممرضة قد طلبت منّي أن أرتدي عباءة ولكن كنت أشكو من شامة على كتفي |
Kel, cüppe giyiyor ve kadının Cüretkar'ını seviyor. | Open Subtitles | حسناً,سأعطيك تلميح إنه أصلع و يلبس عباءة و يحب الفتيات البديعات الجريئات |
Babamın kaftanı ipekten, miğferi altından ve mızrağı güneşte altın gibi ışıldar. | Open Subtitles | ، عباءة أبى من الحرير ... عصاتهمن الذهب ورمحه يبرق مثل الذهب... فى الشمس |
İnsanların doğum günü partilerinde giydikleri naylon pelerinli sivri kulakları olan başka bir Batman daha gömmeyeceğim. | Open Subtitles | أنا لا ستعمل دفن عباءة النايلون آخر مع آذان مدبب أن الناس ارتداء في حفلات أعياد الميلاد. |
Salak şey kalk. pelerinimi aldı. | Open Subtitles | انهض أيها المغفل، لقد أخذت عباءة السراب. |
Evde, kendi yaptığı alev peleriniyle dolaşır. | TED | تتجول داخل المنزل مرتدية عباءة باللهب قامت بصناعتها وحدها. |
Şuna bakın, ipek cepken, kadife pantolon, kırmızı ceket, kafada külah! | Open Subtitles | ما ودوبليه حريري ، خرطوم المخملية ، عباءة قرمزية ، والسكر قبعة الرغيف! |
Biraz sonra gecenin karanlık örtüsü üzerimizi örtecek. | Open Subtitles | ستختفي خلف التلال الغربية، سرعان ما ستهبط عباءة الليل المظلمة علينا جميعاً. |
Sadece çocukları evlerinden alıp ormana götüren, yamalı bir Pelerine gizlenmiş bir siluet görmüşler. | Open Subtitles | كان شخصيّة مخفيّة تحت عباءة مزركشة بعدّة ألوان قاد الأطفال مِنْ بيوتهم إلى الغابة |