O kovanın derinliklerinde, ölümle yaşam arasındaki ince çizgiden geçtim. | Open Subtitles | بأعماق ذاك القفير، عبرتُ العتبة التي بين الحياه و الموت. |
İçinden geçtim. Diğer taraftaki güneş ışığını ve esintiyi hissedebiliyordum. | Open Subtitles | عبرتُ خلالها و شعرتُ بنور الشمس في الجهة المقابلة |
Boş evlerin yanından geçtim yasaklı binaların... | Open Subtitles | عبرتُ مشياً منازلَ فارغة. ومبانٍ مهجورة. |
April, çok hastaydın ve ben de çizgiyi aştım. | Open Subtitles | آبريل، كنتِ مريضة جداً لكنّي عبرتُ خطّاً |
Her şekilde, asla geçmemem gereken bir nktayı aştım, | Open Subtitles | في كـلتا الحالتين , أنا عبرتُ خطاً لم أعبرة قط |
104. otoyol üzerindeyim. Wuyi'yi yeni geçtim. | Open Subtitles | أنا على الطريق السريع 104، عبرتُ "وويي" للتوّ. |
Çizgiyi geçtim. Bana vurman gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | لقد عبرتُ الخط، ألا يفترض أن تضربيني؟ |
Spartan O-1, Budweiser'a geçtim. Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | "سبارتن 0-1" لقد عبرتُ أحداثيات "بدوايزر" هل تسمعني؟ |
Spartan O-1, Budweiser'a geçtim. Anlaşıldı mı? | Open Subtitles | "سبارتن 0-1" لقد عبرتُ أحداثيات "بدوايزر" هل تسمعني؟ |
Caddeyi geçtim. | Open Subtitles | لذا عبرتُ الشارع |
İçeri girmedim. İpin yanından geçtim. | Open Subtitles | ولم أدخل ، عبرتُ الحبل |
Ve ben direkt sıraya geçtim. | Open Subtitles | و أنا عبرتُ الخط |
Karagah'a ulaşmak için akarsuyu geçtim. | Open Subtitles | "لقد عبرتُ النهر إلى القاعدة" |
geçtim Thames Nehri'ni | Open Subtitles | "(عبرتُ نهر (التايمز" |
Sınırı geçtim. | Open Subtitles | عبرتُ الحدود |
Bazı kötü şeyler yaptım. Bazen çizgiyi çok aştım. | Open Subtitles | ...لقد قمتُ ببعض الأمور لقد عبرتُ بعض الخطوط |
Anlaşıldı. Sınırı aştım. | Open Subtitles | فهمتُ قصدك عبرتُ الحدود |