Kaçmak için tek şansı bir an önce sınırı geçmek. | Open Subtitles | فرصته الوحيدة للهروب هي عبور الحدود بسرعة. |
Bildiğim kadarıyla eğer kefalet verirlerse, sınırı geçmek kolaymış. | Open Subtitles | السيد ياسل .. أفهم بأني لو حصلت على الكفالة فمن السهل عبور الحدود حقا .. |
Kanada yetkilileriyle iletişim kurmadan sınırı geçmek, ...şartlar ne olursa olsun, çok ciddi bir ihlaldir. | Open Subtitles | عبور الحدود بدون الاتصال بالسلطات الكندية يعتبر تجاوزاً شديداً مهما كانت الظروف. |
Kaçakçıların yaptığı gibi ilegal olarak sınırı geçmeye çalışarak onlara karşı çalışacaksınız. | Open Subtitles | ستعملون ضدهم عن طريق تجربة عبور الحدود بطريقة غير مشروعة مثل المهربين الذين درستم بشأنهم |
Pasaportsuz sınırı geçmeye kalkma! | Open Subtitles | إياك أن تحاول عبور الحدود دون جواز |
Evet. Bu akşam sınırı geçmeyi umuyordum. | Open Subtitles | نعم كنت آمل عبور الحدود مساء اليوم |
General Crook'a sınırı geçmelerini engelleyeceğimi söyle. | Open Subtitles | واخبر الجنرال كروك أنا سأمنعهم من عبور الحدود |
Bu gece tek yapması gereken sınırı geçip siyasi sığınma talebinde bulunmak. | Open Subtitles | كل ما عليه فعله الليلة هو عبور الحدود وطلب اللجوء |
Yani, sınırı geçmek istiyorsa bir şeyler daha yapması gerekecek. | Open Subtitles | فلو أراد عبور الحدود سوف يكون عليه التقاط بعض الأعمال الورقية |
İznimiz olmazdan sınırı geçmek, büyük suçtur. Şartlı tahliyesini hemen iptal edebilirim. | Open Subtitles | عبور الحدود بدون موافقتنا مخالفة نكراء، ويمكنني إلغاء إفراجه بأيّة لحظة. |
Tanrı'dan bir hediye. Ama bu şeyle sınırı geçmek tehlikeli değil mi? | Open Subtitles | ولكن أليس من خطورة عبور الحدود مع الاشياء؟ |
Bunlar sınırı geçmek için bekleyen evler. | TED | إذاً هذه منازل تنتظر عبور الحدود. |
O halde sınırı geçmek istiyorlarsa, buradan geçip bizi delmeleri gerekecek. | Open Subtitles | لذا كانوا يريدون عبور الحدود ، / / عليهم أن تأتي من هنا ، بالنسبة لنا. |
Rosh Hanikra'da sınırı geçmek bana kısa bir gezinti gibi gelmişti. | Open Subtitles | عبور الحدود عند نقطة "روش هانيكرا" بدا لكأنّه نزهة |
Vancouver'da sınırı geçmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | كان يحاول عبور الحدود الى فانكوفر |
Sizin esir burada sınırı geçmeye çalışıyor. | Open Subtitles | سجينك سيحاول عبور الحدود من هنا |
Türkiye'ye hiç gitmedim ama eminim ki sınır devriyeleri hapishane kıyafeti giyen, pasaportu olmadan sınırı geçmeye çalışan bir kadını fark eder. | Open Subtitles | لم أذهب لـ(تركيا ) أبداً، ولكنني متأكدةٌ أندوريةالحدود،ستلاحظ... امرأة بزي السجن، تحاول عبور الحدود بدون جواز سفر |
4 yaşındayken, sınırı geçmeyi denedik | Open Subtitles | عندما كنت فى الرابعه حاولت عبور الحدود |
Babam sınır bekçisiydi, hayatının çoğunu insanların sınırı geçmelerini engellemeye çabalamakla geçirmişti. | Open Subtitles | أبي كان حارس حدود، قضى معظم حياته يحاول إيقاف الناس من عبور الحدود |
sınırı geçip Meksika'daki bir evcil hayvan dükkanından alabilirsiniz. | Open Subtitles | بإمكانك عبور الحدود وشراءه من "محل حيوانات أليفة في "مكسيكو |