Pencerede dondurma var. | Open Subtitles | لدي مثلجات على عتبة النافذة. |
Pencerede dondurma var. | Open Subtitles | لدي مثلجات على عتبة النافذة. |
Sonra merdivene tırmanıp, pencere eşiğine çıkmış. | Open Subtitles | وبعد ذلك صعد السلم وقف على عتبة النافذة الخارجية |
Ve aşağı inmeye karar vermiş ancak pencere eşiği çok darmış. | Open Subtitles | لذا قرر النزول ولكن عتبة النافذة كانت صغيرة للغاية |
Boruya erişmiş ancak pencere eşiğinden kaymış ve aşağı düşerek boynunu kırmış. | Open Subtitles | وبعد ان وصل للجانب الآخر انزلق من فوق عتبة النافذة وسقط وكسر رقبته |
pencere denizliklerine sakın sakız yapıştırmayın, tamam mı? | Open Subtitles | لا تستندون إلى عتبة النافذة, مفهوم؟ نعم. |
Annesi bu çiçeği pencere önünde yetiştiriyor. | Open Subtitles | تزرعها والدتها في صندوق على عتبة النافذة. |
Dolapta ve pencere eşiğinde birkaç parmak izi bulduk. | Open Subtitles | وجدنا بصمات غير كاملة على عتبة النافذة وعلى الخزانة |
Minik Serçe, benim pencere kenarından alıp odama koyacağım yuvasında uyuyacak! | Open Subtitles | بل ستنام في عشها الذي سأحضره من على عتبة النافذة وأضعه في غرفتي |