bu adam bir mont giyiyor. Ben asla yaşlı olmuycam. | Open Subtitles | هذا الرجل يرتدي حفاضات يا الهي،لا أريد أن أصبح عجوزة |
Oyun salonunun yukarısında yaşayan birisi yaşlı bir kadının silahlı saldırının olduğu gece olay yerinden aceleyle ayrıldığını söylemişti. | Open Subtitles | شخص ما من الذين يعيشون فوق الممرات قال انهم رأو امراة عجوزة مسرعة بعيدا من موقع الاطلاق الليلة الماضية. |
Hırs, kasayı ve onun şansını çekmek için bir balıkçı kancasını tutan yaşlı bir kadın. | TED | الجشع إمرأة عجوزة تتشبث بالخزنة وخطاف الصيد لتقتلع ثروتها. |
yaşlı olmak için çok genç ve genç olmak için de çok yaşlıyım. | Open Subtitles | انا شابة كثيرا لاكون عجوزة وانا عجوزة جدا لاكون شابة |
Bebeği görmeye gidecek misin yoksa gene ihtiyar bir kadın gibi düşüp bayılacak mısın? | Open Subtitles | هل سترى الفتاة؟ أم ستتصرف كسيدة عجوزة مجدداً |
Ya hayvanlar çok şişman ve çok yaşlı olduklarında ne olur? | Open Subtitles | و ماذا يحدث للحيوانات عندما تصبح بدينة و عجوزة |
Yaptıklarını engelleyemiyor. O yaşlı bir kadın. | Open Subtitles | هى لآ يمكنها التحكم فى ألآشياء التى تفعلها هى فقط سيدة عجوزة |
yaşlı adam genç kızla beraber olabilir ama yaşlı kadın genç erkekle beraber olamaz. | Open Subtitles | أنه من الطبيعي أن يواعد رجل عجوز إمرأة أصغر لكن من غير الطبيعي أن تواعد أمرأة عجوزة شاب صغير. |
Tüm o bombaları sadece yaşlı bir kadını öldürmek için mi patlattı? | Open Subtitles | هو خطط لكلّ هذه القنابل فقط ليقتل سيّدة عجوزة واحدة ؟ |
Aynen şöyleler, "Eğer en kısa zamanda evlenmezsen, bir bebek sahibi olmak için çok yaşlı olacaksın." | Open Subtitles | يقولوا إذا لم تتزوجي مبكرا ستصبحي عجوزة على الولادة؟ |
Ve kendini benim son doğum günümde hissettiğim kadar yaşlı hissediyorsun. | Open Subtitles | وتشعرين أنكِ عجوزة مثلي في عيد ميلادي الأخير |
Kızını düşün. yaşlı ve evli bir bayansın, unutma. | Open Subtitles | فكري في بنتك انت امرأة متزوجة عجوزة الأن,لا تنسي ذلك |
Sanki otobüste karşılaştığım tatlı bir yaşlı bayanla konuşmak gibi. | Open Subtitles | إنها مثل الحديث لسيدة عجوزة لطيفة على الحافلة |
Beni dinlemiyorlar. Onlara göre deli, yaşlı bir bunağım. | Open Subtitles | لا يسمعون لى, بالنسبة لهم انا فقط مجرد مجنونة عجوزة |
Bir rahip değilim ama ben hiç dondurmacı ya da süt dişleriyle çiğ et yiyerek yerlerde zıplayan yaşlı kadın şeklinde bir melek görmedim. | Open Subtitles | برجل مثلجات او عجوزة تأكل لحم نيئ تقفز إلى السقف بأسنان أطفال |
Ben Nine Norma, yaşlıyım ve saçlarım kır ama hatırlıyorum ağaçların her yerde olduğunu kimsenin hava için para ödemediğini. | Open Subtitles | وأنا الجدة (نورما)، عجوزة ولديّ شعر أشيب ولكني أتذكر عندما كانت الأشجار في كل مكان ولم يضطر أحد لشراء الهواء |
Bunun için çok yaşlıyım. | Open Subtitles | هل سيعذبني الله ويجعلني عجوزة من جديد |
Aptal bir ihtiyar olduğumu düşünüyorsun ama sana şunu söyleyeceğim. | Open Subtitles | تعتقد أنني امرأة عجوزة حمقاء، ولكن سأخبرك بهذا. |
yaşlandım ben. | Open Subtitles | تفوح منك رائحة العرق قليلا انا عجوزة |
Yaşınla... takıntılısın! | Open Subtitles | أنتِ لست عجوزة بلى .. |
Yaş takıntılı bir hurdayım. | Open Subtitles | أنا امرأة عجوزة |
Evet, seni kundakladığımda yaşlıydım. | Open Subtitles | نعم كنت عجوزة عندما غطيتك بالبطاطين |
Bugün, metroda, bir adam benimle konuşmaya kalktı. Benimle! İyice yaşlanmış bir kadınla! | Open Subtitles | اليوم, في المترو رجلا تحادث معيانابالرغماني عجوزة. |