Fakir insanlara doktorluk yaptı, evlenip çoluk çocuğa karıştı ve yaşlı bir dede oldu. | Open Subtitles | عَملَ بالفقراءِ، تَزوّجَ، كَانَ عِنْدَهُ الأطفالُ، أصبحَ رجل عجوزَ. |
Sen kocası ölmüş, gücü olmayan, yaşlı bir kadınsın. | Open Subtitles | أنت إمرأة عجوزَ مَع زوج ميت وليس لديك القوَّةَ. |
Ortalarda dolaşan yaşlı bir adam gördünüz mü? | Open Subtitles | - هَلْ رَأيتَم رجل عجوزَ يتَجوّلَ هنا؟ - لا |
yaşlı adam Shinsky'nin bahçesine profesyonelce çukur açtım diyelim. | Open Subtitles | دعنا فقط نَقُولُ رجل عجوزَ shinsky ساحة حُفِرَ بشكل محترف. |
Fred yaşlı bir adamdı. | Open Subtitles | فريد كَانَ رجل عجوزَ. |
yaşlı adam Shinsky'nin arazisine çukur açıcam. | Open Subtitles | سَأَحْفرُ رجل عجوزَ shinsky ساحة. |