O kadar yaşlı ve çirkinim ki, gündüz seni korkudan öldürebilirdim. | Open Subtitles | لأني عجوز و قبيحة سأخيفك حتى الموت في ضوء النهار |
Her şey çok çabuk sona erdi ve ben yaşlı ve yalnız hissediyorum. | Open Subtitles | لقد سارت الأمور بشكل سريع للغاية. و أشعر بإنني عجوز و وحيد. |
Sevgili çocuğum, ben yaşlı ve hasta bir adamım. | Open Subtitles | يا طفلتى العزيزة ، إننى رجل عجوز و مريض |
Ben onun her zaman can sıkıcı bir yaşlı ve uslanmaz bir sahtekâr olduğunu düşünmüşümdür. | Open Subtitles | إن آرائى فى ميجور " بولوك " كانت دائماً أنه خنزير عجوز عطب محتال عجوز و شرير |
yaşlı bir kadın ve onun torunu bir adam tarafından kovalanırken.. | Open Subtitles | عن امرأة عجوز و حفيدتها تمت مطاردتهم من قبلِ رجلِ عنيف |
O harika toz alma hikayesini uydurmalıydım yoksa size beni neyin korkuttuğunu söylersem bana deli ve yaşlı olduğumu söyleyecektiniz. | Open Subtitles | كان يجب علي أن أختلق قصة التنظيف الذكية لأنه إذا أخبرتكم بالشيء الذي أخافني على الأغلب ستقولون بأنني عجوز و مجنون |
Stavros! Ben ihtiyar bir kadınım, beni korkutamazsın. | Open Subtitles | ستافروس, أنا امرأة عجوز و أنت لا تستطيع أن تخيفني |
Görünüşümü kastetmiyorum. Ben yaşlı ve çirkinim. | Open Subtitles | لا أقصد بالشكل فأنا عجوز و قبيح |
yaşlı ve yorgun olabilirim, ama aslında ne olduğunu öğrenme şansı son derece uzak ve yapılacak en iyi şey bunu düşünmekten vazgeçip, başka işlerle meşgul olmaktır. | Open Subtitles | لربما أنا عجوز و تعب لكن فرص إكتشاف ما يحدث حقاً بعيده لأن الشىء الوحيد الذى ستفعله هو "أن تقول "تمسك بحس الأمر و أبق نفسك مشغولاً |
Hay kafama! Ne hale geldim! yaşlı ve kalın kafalı biri oldum! | Open Subtitles | أنا غليظ أنظري إلي، أنا عجوز و غليظ |
Buralarda bir yerlerde olduğuna eminim. yaşlı ve kel herifin tekisin, herkes sana gülüyor. | Open Subtitles | انت فاشل اصلع عجوز و الكل يسخررمنك |
Böylece yaşlı ve garip biri olduğumu düşünmezler. | Open Subtitles | لكي لا يعتقد الناس بأنني عجوز و غريب. |
Sen genç ve iyisin ben ise yaşlı ve kötü müyüm? | Open Subtitles | لأنكِ شابه و صغيرة و أنا عجوز و شريرة؟ |
Baban yaşlı ve güçsüz. | Open Subtitles | إنه عجوز و ضعيف. |
Sen gençsin, ben yaşlı ve hasta. | Open Subtitles | أنت شاب و أنا عجوز و مريض |
Sen yaşlı ve iyi bir dostsun. Seni severim. | Open Subtitles | أنت رجل طيب و عجوز و أنا أحبك |
Sen gençsin. Bense, yaşlı ve hastayım. | Open Subtitles | أنت شاب و أنا عجوز و مريض |
Hayır, çok yaşlı ve aptal. | Open Subtitles | نعم لا انه عجوز و ممل |
- Yani yaşlı ve çirkin miyim? | Open Subtitles | إذن أنا عجوز و قبيحة؟ |
O alıngan, yaşlı bir adam. Yanlış bir şey söylersek mahkemede biter. | Open Subtitles | بالطبع لن تكون وحيدا انت تعلم ان الرجل عجوز و عدواني |