Gece kulübünde ölen kız ve yaralanan çocuklardan herkesin hâlâ beni sorumlu tutması dışında tabii. | Open Subtitles | عدا أنّ الجميع لا يزالون يعتقدون بأنّي مسؤولة عن موت تلك الفتاة وجرح أولئك الفتيان في ذلك الملهى |
Kimsenin bunu henüz bilmemesi dışında. | Open Subtitles | حسن، عدا أنّ أحداً لا يعرف بعد |
Eski sevgilisinin burada olması dışında, evet. | Open Subtitles | عدا أنّ خليلها السابق بالمدينة |
Hastalığın hayatını sömürmesi dışında, hayır. | Open Subtitles | عدا أنّ مرضه كان يسرق حياته منّه كلاّ |
Hayatım boyunca hain olmak dışında hiçbir şeyden korkmuş değilim. | Open Subtitles | لم يسبق أنّ كنتُ خائف من أيّ شيء في حياتي... عدا أنّ أكون خائن... |
Söyleyebileceğim o senin şirketin değil, uzun vadeli bir sözleşme yapman dışında neyi umursuyorsun? | Open Subtitles | بإمكاني القول أنّها ليست شركتك، لما قد تهتم... ما عدا أنّ تملك عقد طويل الأجل |
Bekle. Birinin Kyle Aldridge'i öldürmesi dışında. | Open Subtitles | ما عدا أنّ هناكَ شخص ما قتل (كايل أولدريدج) |
John Robert çok içmek dışında bir şey yapmadı. | Open Subtitles | لكن لم يفعل (جون روبرت) أي شيء عدا أنّ شرب كثيراً |
Homie, seninle bir sorunum yok. Düğmelerinin kavuşmaması dışında. | Open Subtitles | (ليس لديّ مشكل معك يا (هومي ما عدا أنّ إحدى أزرارك مفتوحة |
Kurbanın büyük olasılıkla Afro-Amerikan olduğu dışında belirleyici bir özelliği yok maalesef. | Open Subtitles | لا خصائص محددة ...عدا أنّ الضحية على الأغلب... أفريقي-أمريكي |
Adının Bob olması dışında. | Open Subtitles | عدا أنّ اسمه (بوب) |