Kurucu'yu, düşman olmanığına ikna etmediğin sürece, sonları benimki gibi olacak. | Open Subtitles | سينتهي بهم الحال مثلي، إن لم تقنعي المؤسس بأنكِ لستِ عدوته |
Sıradan Afganlar polisten nefret etmeye başladı ve onları düşman olarak gördüler. | Open Subtitles | مما دفع المواطن الأفغاني إلى كراهية الشرطة واعتبارها عدوته |
Refleks olarak, beni bir düşman olarak gördüğünü bildiğim için ona Manhattan'daki evinde kalmaya gideceğim bir arkadaşımın adını verdim. | Open Subtitles | و كرد فعل طبيعي عرفت أنه سيعتبرني عدوته أخبرته باسم إحدى صديقاتي و التي كنت سأقيم بشقتها في (مانهاتن) |