düşmanları olan Rusya'nın savaştan çekilmesini istediğini biliyorlardı. | Open Subtitles | وكانوا يعرفون أنه يريد اخراج عدوهم ، روسيا ، من الحرب |
düşmanları hakkında öğrendiklerine dayanarak makineler alternatif ve kolayca elde edilebilen bir güç kaynağına yöneldiler: | Open Subtitles | لتقديم ما تعلموه من عدوهم إتجهت الألات إلى البديل وتجهيز كهرباء متوفر بسهولة |
Onların ezeli düşmanı, İngilizlerle şeytani bir antlaşma imzaladınız. Bizim de ezeli düşmanımız olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | بسبب تحالفنا مع الشيطان البريطاني الذي هو عدوهم اللدود وعدونا |
Jaffa'nın düşmanı ile savaş alanında karşılaşmaktan onur duyduğunu zannediyordum. | Open Subtitles | أعتقدت أن الـ[جافا] يهتمون أهتماماً كبيراً بالشرف و مقابلة عدوهم على ساحة المعركة |
Bu küçük katil makinelerle, Kadimler düşmanlarını bile aşan bir saldırganlık icat ettiler. | Open Subtitles | أطلق القدماء عدوانية شديدة تفوق حتى عدوهم |
Sadece beş haftada, Almanlar ezeli düşmanlarını alt etmişti. | Open Subtitles | لقد تطلب الأمر من الجيش الألمانى .... فقط خمسة أسابيع للأنهاء على عدوهم التاريخى... |
Eğer bana düşman olmaları, onları bir takım yapacaksa bu bedeli ödemeye değer Krishnaji. | Open Subtitles | لو بجعلى عدوهم اصبحوا فريق واحد سوف يعتبر ذلك ثمن بسيط أدفعه يا كريشنا جى |
Tatil dönüşü, Paris halkı kendilerini bir kez daha ezeli Düşmanlarıyla savaş halinde bulmuştu. | Open Subtitles | لم يلبث الباريسيون العائدون ...من عطلاتهم أن وجدوا أنفسهم مره أخرى فى حرب مع عدوهم التقليدى |
Bir zamanlar baş düşmanları olan hayvanı artık koruyorlar. | Open Subtitles | الحيوان الذي كان عدوهم اللدود ذات مرة أنهم يحمونه الآن. |
İstediğin yöne çekebilirsin ama gerçek şu asıl düşmanları sensin. | Open Subtitles | يمكنك فعل ما تريد ... ولكن المهم هو ... أنت عدوهم الرئيسى |
Japonların bu ilerleyişi, onların adına menfi sonuçlar doğurmuş eski düşmanları Rusya, kuşkulanmıştı. | Open Subtitles | ...لكن الأسوء بالنسبة لليابانيين كان الفتوحات التى بدت مشبوهه... ... من قِبل عدوهم القديم إلى الشمال |
Her kim dostları değilse, düşmanları oluyordu. | Open Subtitles | "وأي رجل إن لم يكن صديقهم" "يصبح عدوهم" |
Alabalıkların kinci bir tür olduklarını söylemiyorum ama öyle olsalardı muhtemelen onlar için bir numaralı halk düşmanı sayılırdım. | Open Subtitles | أنا لا أقول بأنهم يحبون الإنتقام ...و لكن إذا أرادو ذلك فأنا غالباً سأكون عدوهم الأول |
"Beni onların veya onların deyişiyle düzenin düşmanı gibi görmeyin. | Open Subtitles | "أنا لا أعتبر أنك عدوهم أو كما يقولون، ومؤسسة". |
Avusturya-Macaristan'ın güneyinde korkunç düşmanı Sırbistan vardı. | Open Subtitles | أما في جنوب النمسا-المجر فكان عدوهم المخيف هو (صربيـا) |
Dalekler savaşacaklarsa, baş düşmanlarını bulmak isteyeceklerdir. | Open Subtitles | - إن كانَ الداليك في الحرب, فسيريدون عدوهم الأول - |
Lisa, düşmanlarını öldürünce kargaların lideri olduğumu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت (ليسا) أنه بقتل عدوهم أصبحت زعيمهم |
İnsanlar polisi dost olarak değil, düşman olarak görüyorlar. | Open Subtitles | يعتبر الناس رجل البوليس عدوهم وليس كصديق |
Ayrıca, düşman bölgesinin tam ortasında kan dökmek isteyeceklerini sanmıyorum. | Open Subtitles | ! وفوق ذلك ، هم في عقر دار عدوهم |
- Seni boşuna çıkarmıyoruz yukarı. - Yukarıda operasyon biraz kanlı olabilir. Düşmanlarıyla yüzleşmeye giderler. | Open Subtitles | يتركون لمواجهة عدوهم - غدا نغادر في عهمة - |