- Yukarıda başka biri daha var... ve o benim düşmanım. | Open Subtitles | أنا من يقف في الأعلي هناك من أعلي منك وهو عدوي |
88 Keys'i mi yakalayalım yoksa direkt Big Boy'a mı gidelim? Acaba Düşmanımın düşmanı mı benim dostum, yoksa Düşmanımın arkadaşı mı benim düşmanım? | Open Subtitles | هل عدو عدوي هو صديقي، أم عدو صديقي هو عدوي؟ |
Oradayken, Düşmanımın gözlerindeki nefretin ötesinde insanlığı görebildiğimi, bunu başardığımı, sürekli olarak kendime hatırlatmak zorundayım. | TED | لكن علي أن أذكّر نفسي أنه عندما كنت هناك، استطعت رؤية الإنسانية تفوق الكراهية في عين عدوي. |
- Beyaz hücre sayısı normal. - enfeksiyon yok. | Open Subtitles | لقد كان عدد خلايا الدم البيضاء طبيعياً لا يوجد عدوي |
düşmanım değilsen bile, bunları bildiğin için seninle olamam. | Open Subtitles | حتى لو كنت لست عدوي طالما أنك تعرفهم لا أستطيع أن أكون معك |
Böylece, benim ve düşmanım arasında... bir farklılık kalmaz. | Open Subtitles | بهذه الطريقه فأنه لا يوجد أي اختلاف بيني وبين عدوي |
Böylece, benim ve düşmanım arasında... bir farklılık kalmaz. | Open Subtitles | بهذه الطريقه فأنه لا يوجد أي اختلاف بيني وبين عدوي |
Pekala askerler, düşmanlarınız beni esir aldığında, benim de düşmanım oldular. | Open Subtitles | حسناً أيها الجنود، حين اعتقلني عدوكم، جعل من نفسه عدوي أنا أيضاً. |
Bir gün seni bulacağım.... ...düşmanım benim. | Open Subtitles | نعم، يوماً ما وبمكان ما سوف أجده وألقاه عدوي هذا |
Henry dostummuş gibi davrandı, ama ilk baş düşmanım çıktı. | Open Subtitles | هنري تظاهر أنه صديقي لكن تبين أنه كان عدوي اللدود الأول |
Ve bu sizi benim Düşmanımın düşmanı yapar. O yüzden istenmeyen biri. İyi günler. | Open Subtitles | و هذا يجعلك عدو عدوي و لهذا أنت شر لا بد منه |
Kira'nın düşmanı benim de düşmandır. | Open Subtitles | وأريد أن أنشأ عالم مثالي من دون جرائم أي شخص يتعرض لـ كيرا هو عدوي |
Kadında bir tür tropik enfeksiyon vardı ve baypas sırasında verdiğimiz antibiyotikler onu temizledi. | Open Subtitles | كان لديها عدوي استوائية و قد زالت عندما أعطيناها المضادات الحيوية أثناء الضخ |
Can Düşmanımı bulmak için bir haftam kalmış olsaydı misafir ağırlamakla uğraşmayacağıma eminim. | Open Subtitles | اذا كان لدي اسبوع لايجاد عدوي الفاني أؤكد لك بأني لن اسلي الضيوف |
Seni dinleyemem çünkü sen benim ezeli düşmanımsın. | Open Subtitles | أنا لا أستطيعُ الإستِماع إليك لأنك عدوي اللدودَ |
Bir düşman beni en yakın arkadaşımın vahşi saldırısından kurtarmıştı. | Open Subtitles | عدوي أنقذ حياتي ولكن القاتل العنيف قتل أحد أعز أصدقائي |
çapraz bağlılık sistemlerinin bulunuşu ve kitle tahrip silahlarının bulunuşu şu anlama geliyor, her geçen gün artarak, düşmanımla aynı kaderi paylaşıyorum. | TED | ظهور الترابط وأسلحة الدمار الشامل يعني أنه، وبتزايد، أتشارك في مصيري مع عدوي. |
Çoklu organ yetmezliğinin sebebi HIV enfeksiyonu olabilir. | Open Subtitles | توقف أكثر من عضو قد يعني عدوي نقص المناعة الأولي |
o halde, düşmanıma öğreten kişiye öğreten kişiden... daha fazla uyan şey nedir bu çılgın dünyada? | Open Subtitles | ولذا ، ما هو الأكثر ملائمة فى هذا العالم المجنون من أن أتعلم من معلم الرجل الذى علم عدوي ؟ |
O senin baş düşmanın değil, biliyorsun. | Open Subtitles | ويرى غرفة لا يوجد فيها شيء سوى الكراسي إنه ليس عدوي اللدود |
Masaya geldiğimde, karşımdaki kim olursa olsun, benim düşmanımdır. | Open Subtitles | عندما أضع يدي علي الطاولة ، لا يهمني من يكون خصمي ، إنه عدوي الفاني. |
Bunları aldığımda sen benim düşmanımdın. | Open Subtitles | عندما حصلت على هذا كنت عدوي |
Onlar yavru ayıyla ilgilenirken, ...yüksek ve enfeksiyondan acı çektiğini farketmişler. | Open Subtitles | حسناً , بينما كانوا يعتنوا بالأشبال لقد اكتشفوا أنها كانت تعاني من عدوي |
Tümsekte ezeli rakibim, iş ortağım Gordon Lewis bir Yeti gibi bana bakıyordu. | Open Subtitles | كان عدوي شريكي في العمل جوردن لويس , يسطع مثل رجل ثلجي على الشق |