Yani aynı anda pek çok dalgaboyunda varolur. | TED | لذلك يوجد الجسم في أطوال موجية عديدة في نفس الوقت. |
Tüm bu yapılar birlikte bağırsak mikrobiyomunu, yani vücudumuzda pek çok farklı işlev gören ekosistemleri oluştururlar. | TED | ومعًا تكون ميكروبيوم الأمعاء نظام بيئي غني يؤدي وظائف عديدة في أجسادنا. |
Aynı anda pek çok düzeyde iletişim kurarız. | Open Subtitles | نحن نتواصل على مستويات عديدة في الوقت نفسه |
Rumple, hayatın boyunca birçok hata yapmış olabilirsin ama bu, onlardan biri değil. | Open Subtitles | لعلّك اقترفتَ أخطاءً عديدة في حياتك لكنْ هذه ليست إحداها |
Ama hafta boyunca birçok kez dalışa gitti. | Open Subtitles | إنه يقـوم بالغطس مرات عديدة في الاسـبوع |
Hayatım boyunca birçok farklı işte çalıştım. | Open Subtitles | عملت بوظائف عديدة في حياتي |
Kardeşine bir mesaj iletmek için burada, bu programda pek çok defa bahsettiğimiz adama. | Open Subtitles | وهي هنا لبعث رسالة لأخّيها، رجل تحدثنا عنه لمرّات عديدة في هذا البرنامج. |
İklim, Yeryüzü'nün uzun tarihinde pek çok kez değişti ancak her zaman küresel bir kuvvetin sonucu olarak. | Open Subtitles | المناخُ قد تغير مراتٍ عديدة في التاريخ الطويل للأرض و لكن دائماً كردةِ فعلٍ لقوة عالمية. |
Filmlerde ve dizilerde pek çok kez tekrarlandı bu. | Open Subtitles | لقد تكررت هذه النكتة مرات عديدة في الأفلام والمسلسلات |
Kendisinde Iraklı müteahhitlerin olduğu pek çok olay vardı... onlar aynı işi yapmayı tasarladı... çok daha az para için... onlar ABD'in müteahhitleridir. | Open Subtitles | كانت هناك حالات عديدة في هذا المقاولين العراقيين... كانوا يعتزمون القيام بالعمل نفسه... لأقل بكثير من المال... |
Bu dünyada pek çok ruhu kurtardım. | Open Subtitles | لقد أنقذت أرواحاً عديدة في هذا العالم، |
Çocuklar, Marshall Amca'nız hayatı boyunca pek çok zorlukla karşılaştı. | Open Subtitles | أطفال ، عمكم "مارشال" واجه تحديات عديدة في حياته |
çünkü, o, oyunda bunu pek çok kez yapmıştı. | Open Subtitles | ... لأنه قام بأدائها مرات ... عديدة في اللعبة |