diğer Castle Rock kurbanları gibi ölüm sebebi birçok bıçak darbesi. | Open Subtitles | لتنضم إلى قائمة ضحايا كاسل روك سبب الوفاه كان طعنات عديده |
Ortada birçok neden var, ve bütün bu nedenlerden dolayı, zaman geldi ve bu yüzden konuşmalıyız. | TED | اذا هناك اسباب عديده, ولكل تلك الاسباب, هذا هو الوقت والسبب لكي نتحدث |
Ondan asla pişman değilim. Asla kullanmadığım bir sürü şansım vardı. | Open Subtitles | لن أندم على ذلك أبداً ما في الأمر أنه وجدت فرصاً عديده لم أستغلها |
Görünüşe göre Brennan, bir sürü işte çalışmışsın. | Open Subtitles | حسناً، برينين. أنت بالتأكيد حظيت بوظائف عديده. |
Bekle, hayır. Size evren hakkında sormak istediğimiz bir çok sorumuz var. | Open Subtitles | انتظرا ,لا لدينا اسئله عديده لكما عن الكون |
Hayaletler bir çok şeydir.Ama naziklik onlardan biri değil | Open Subtitles | لدى الأشباح صفات عديده و مراعاة شعور الآخرين ليست من ضمنها |
Bu çölü geçmek pek çok gün alır, tabii geçebilirse. | Open Subtitles | سيستغرق أياما عديده فى عبور هذه القفار إذا إستطاع أن يجتازها |
Bu ayak yıkama yerinde -- bunun gibi birçok musluk var. | TED | كما يوجد أنوع عديده من صنابير المياه ذو |
Avcı uçağının gözleri vardı ve birçok kez uçağın kontrolü işinde ehil arkadaşlarca kontrol ediliyordu. | Open Subtitles | فالطيارين لديهم أعين وفى حالات عديده كان طيارونا يواجهون طيـاريـن أكثـر كفـاءه |
Son zamanlarda ki birçok ölümden. Gerçekten garip ölümler salgını. | Open Subtitles | حالات موت عديده مؤخرا وباء حقيقى لميتات غريبه |
Büyükbabanın birçok yıl boyu armonika çaldığını biliyor muydun? | Open Subtitles | أتعرف أن جدك عزف على الهارمانكا لسنواتٍ عديده ؟ |
Sevdiklerini kaybeden birçok insanın sanki uzuvlarından biri olmaksızın bir şekilde yaşamayı öğrendiklerini duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت أناس عديده يقولون بان من فقد عزيز لديه و كأنه يحاول التعلم كيفيه الحياه و هو مبتور |
Görüyorsun, Richards, hayalet ayı bu sayede birçok yere hızlıca girip çıkabiliyor. | Open Subtitles | اذن انت ترى, ريتشارز ذلك كيف لهذا الدب الوحش. الدخول والخروج لاماكن عديده بسرعه. |
Adamın kafasında bi sürü şey var gerçekten neye alışıksan sana onu veriyor | Open Subtitles | أعرف ذلك هذا يعني أن لديه افكار عديده في ذهنه تجاه مشاعركما مما يجعله يشعر بسوءٍ |
Tişörtünde bir sürü yeni delik açılmış. | Open Subtitles | لا اعلم عزيزتي يا الهي هنالك ثقوب عديده في هذا القميص |
Tanrım, binlerce e-posta atacağım, öğlen strateji toplantısına katılacağım ve kampanya için bir sürü arama yapacağım. | Open Subtitles | يا الهي, لدي ايميلات عديده وبعدها لدي هذه الجلسه بعد الظهيره وعلي ان اجعل هذه الحمله تتصل. |
Biliyorum, bir çok kez söyledim ama ikinci seferi bir tane sayıyorum. | Open Subtitles | لقد حسبت المره الثانيه مرة واحده على أنني قلتها مرات عديده |
Adam bir çok ağır suç işlemiş ve bizi dava etmekle tehdit ediyor. | Open Subtitles | هذا الرجل مذنب بارتكاب جرائم عديده ويهدد بمقاضتنا؟ |
Bu çölü geçmek pek çok gün alır tabii geçebilirse. | Open Subtitles | سيستغرق أياما عديده فى عبور هذه القفار إذا إستطاع أن يجتازها |
Genelde bu kadar heyecanlanmam ama bu pek çok yönden harika bir şey. | Open Subtitles | حسناً, انا عادتاً لا اتحمسُ كثيراً, ولكن هذا رائعٌ من نواحي عديده. |
- birden fazla çay türü mü var? | Open Subtitles | و هل هناك أنواع عديده من الشاي؟ |