"عديمة القيمة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• değersiz
• işe yaramaz
• değeri yok
• değersizsin
• hiçbir değerin yok

Bu yüzden de size bir kaç seçenek verdi. değersiz yaşamlarınızı bitirmeniz için.
لهذا من رحمتها أعطتكم مجموعة من الاختيارات لمساعدتكم على إنهاء حياتكم عديمة القيمة

Asla arkadaşın olmazlar. Seni değersiz bir bozuk para gibi fırlatıp atarlar.
هم لن يُصبحوا أصدقائك أبداً، وسيتخلّون عنكَ مثل العُملة المعدنيّة عديمة القيمة.

Onlara ve sarhoş değersiz annelerine bakabilmek için yıllardır yollardaydım.
سنين على الطريق , أعيلهم , وأمهم السكيرة عديمة القيمة

Seni işe yaramaz, şişko, pislik aynasız.
يا عديمة القيمة يا صاحب المؤخرة السمينة يا قعطة الفضلات ايها الشرطي

Tamamen değersiz şeyler değiller fakat gerçek değerlerinin yakınından bile geçemezler.Çünkü tanıdığı insanlar ne bu çantaları almak istiyor ne de bu çantaların değerini biliyor.
لم تكن عديمة القيمة تماما، ولكنهم ليسوا قريبين بشيء من القيمة الفعلية،لأن لا أحد تقريبا من معارفهم يريد شراء واحدة، أو يعرف كم كانت تستحق.

Profesör Dent bunlar için değersiz demir parçaları demişti.
رغم ذلك الأستاذ دينت أخبرنى أنهم كانوا قطع بوكسيت عديمة القيمة

Tanrı'nın gözünde ne kadar değersiz olduğunu hayal ediyordu.
والتى كانت تقلقه والتى كان يظن بأنها عديمة القيمة فى نظر الإله

Hayır Jonathan, bir değersiz parça daha istemiyorum.
لا، جوناثان , ليس حلية رخيصة عديمة القيمة أخرى.

Bencil, değersiz bir fire!
أنتى فقط أنانية كبيرة و نفاية عديمة القيمة

Fred'e göre bu değersiz bir yetenekmiş. Fransızca öğrenmeliymişim.
فريد يقول أن الموهبة عديمة القيمة يجب أن أتعلم الفرنسية بدل منة

Mücevher şirketi az para harcamak için yakut yerine değersiz meteor...
شركة المجوهرات قامت بتبديل الياقوت بأحجار نيازك عديمة القيمة

Onun yerine gidip onun değersiz arazisini satın aldım.
عوضاً عن ذلك، قمت بشراء أرض عديمة القيمة

değersiz görüşleri paylaşmak için bir adam tüm medyayı kontrol edip, binlere sahip olsa ne çıkar?
هناك آلاف المجانين ينسخون آراءهم عديمة القيمة

değersiz ve katlanılmaz yaşamlarınızda bir kez olsun öne çıkın.
خذوا موقفاً لمرة في حيواتكم الفارغة عديمة القيمة

Kurbağa taşın değersiz olduğunu öğrenince senin peşini bırakacaktır.
عندما يعلم الضفدع انها عديمة القيمة, سيتوقف عن ملاحقتك.

Hanna değersiz ama Jenny bir hazine değerinde.
هانا عديمة القيمة لكن جيني تساوي ثروة هل الأمر هكذا؟ بسببك

O fırlatıp attığım ayakkabı senin değersiz hayatından daha değerlidir bayım.
ذلك الحذاء الذي رميته, يساوي اكثر من حياتك عديمة القيمة يا سيد

O zamandan beri ondan haber almadım, çektiklerimiz artık bir işe yaramaz.
لم أسمع منه منذ ذلك اليوم و لهذا أعتقد بأن اللقطات عديمة القيمة

Bu aletin işe yaramaz olduğunu anlamış olman gerekirdi.
كان يجدر بكِ أن تكتشفي أنّ هذه الشاحنة كانت عديمة القيمة.

İstediğin adli muhasebeciye inceletebilirsin. Onların bir değeri yok.
يمكنك طلب أي محاسب عدلي ليتحقق منها إنها عديمة القيمة

Ve bunu yapamazsan, Benim için değersizsin.
فإن كنتِ لا تستطيعين ذلك فأنتِ عديمة القيمة بالنسبة لي

Ve sen bunu bana anlatmadıkça benim için hiçbir değerin yok.
أريد القصة الحقيقيّة, وحتى تخبرينى، أنتِ عديمة القيمة بالنسبة لى