İki yıldır hasta olduğunu ve hiçbir umudunun kalmadığını biliyordu. | Open Subtitles | من سنتان عرف بأنه مريض و إنه لم يكن هناك أمل |
Seni gitmeye ikna etmenin tek yolunun bu olduğunu biliyordu. | Open Subtitles | عرف بأنه الشئ الوحيد الذي يحملكِ على الرحيل |
Yakalanacağını biliyordu. | Open Subtitles | عرف بأنه من الممكن أن يُقبض عليه |
Parayı, indiği zaman uçaktan çıkaramayacağını biliyordu çünkü üzerinde bulabilir ve cinayetle arasında bir bağlantı kurabilirdik. | Open Subtitles | أجل , و قد عرف بأنه ليس بمقدوره إخراج النقود من الطائرة بعد هبوطها لأننا قد نعثر عليها معه و نربطه بالجريمة حسناً هذا ممكن , لكن عمن نتحدّث هنا ؟ |
Baban sadece bana söyledi çünkü öleceğini biliyordu. | Open Subtitles | والدك فقط اخبرني لأنه عرف بأنه سوف يموت |
Beni bir daha görmeyeceğini biliyordu. | Open Subtitles | عرف بأنه لن يراني مجدداً |
Beni kışkırttı çünkü tepki vereceğimi biliyordu | Open Subtitles | اختارني لأنه عرف بأنه سيثيرني |
Sinir krizine gireceğini biliyordu. | Open Subtitles | عرف بأنه سينفعل جداً |
Bunun ölümle sonuçlanacağını biliyordu. | Open Subtitles | عرف بأنه كان طريق مسدود |
Tom, kardeşinin bugün burada olacağını biliyordu. | Open Subtitles | توم) عرف بأنه سيكون هنا اليوم) |
Rothschild kaybedeceğini biliyordu. | Open Subtitles | -روتشيلد) عرف بأنه سيسقط). |