20'ye yakın mafya üyesi yakalandı ve adaleti engelleme suçundan yargılandı. | Open Subtitles | واعتقل 20 من رجال العصابات ووجهت إليهم تهمة عرقلة سير العدالة |
- Susie, sana söyledim adaleti engelleme sorumluluğunu tamamen ben alıyorum. | Open Subtitles | سوزي ، أخبرتك أنني سوف أتحمل المسؤولية الكاملة عن عرقلة سير العدالة ماذا فعلتي ؟ |
- Tamam, bu hakkaten adaleti engelleme. | Open Subtitles | حسناً ، هذا في الواقع هو عرقلة سير العدالة يا آلهي |
Aslında sizi, cinayet ve engelleme suçu yerine bir federal ajana yalan söylemekten suçluyoruz. | Open Subtitles | في الواقع، أعتقد أنني سوف أتهمك بالكذب على عميل فيدرالي بدلاً من ذلك ذلك، وأيضاً عرقلة سير العدالة |
Elimden gelirse, esas hükmünü son dakikasına kadar yatacak artı kanunu engelleme ya da işbirliği türünden bulabildiğim her şey. | Open Subtitles | تقضي كلّ ثانية من عقوبتها وأيضاً قد أُسجن معها بتهمة عرقلة سير العدالة أو التآمر |
Adaleti engelleme ve komployu da kapsayacağını söylemiştiniz. | Open Subtitles | لقد قلتما ان هذا سيغطي عرقلة سير العدالة والتآمر |
Vali Florick, Patty Tanniston davasında rüşvet, kanunu engelleme, ve izinsiz dinleme yapmakla suçlanmaktasınız. | Open Subtitles | محافظ Florrick، كنت متهمون الرشوة و عرقلة سير العدالة، والاحتيال، في مسألة المحاكمة القتل |