Eski eşim için. O da yalnız ve sanırım sen onun tipisin. | Open Subtitles | من اجل زوجتي السابقة ، إنها عزباء واعتقد أنكما ستنسجمان معاً بالفعل |
Onun, ailesinin geçimini sağladığı bahanesiyle ücretimi artırmayı reddettiklerinde yalnız bir anne olarak ben de ailemin geçimini sağlıyordum. | TED | وعندما رُفض طلب علاوتي، بحجة أن زميلي الذكر كان لديه عائلة لكي ينفق عليها، وأنا مثله كأم عزباء. |
bekâr kadınların en büyük derdinin evde tek başlarına boğulup ölmek olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | أعتقد أن أكبر قلق لإمرأة عزباء هو الإختناق حتى الموت بمفردها في شقتها |
Kocam ve iki çocuğumla gelmişken beni nasıl bekâr sansın? | Open Subtitles | كيف سيظن بأني عزباء وأنا هنا برفقة زوجي وأطفالي الاثنين؟ |
Tekrar bekarım o yüzden kendimi senin aşk hayatınla avutmaktan başka şansım yok. | Open Subtitles | في الواقع، أنا عزباء الآن لذا لا أملك خياراً سوى أن أعيش حياتكِ كبديل |
Ben yalnız bir anneyim ve heykeltraş olmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أم عزباء حضرة القاضي وأحاول أن أصبح نحاته لدي |
Okuldaki en hoş ve yakışıklı çocuğun da yalnız olmasını bekleyemezsin. | Open Subtitles | لا أتوقع الافضل, بعض الرجال الوسيمين سيكونون عزباء |
O diğer futbol annelerinin, yalnız bir anne olduklarını düşünmelerini istemiyor. | Open Subtitles | لاتريد من الأمهات الآخريات أن يعتقدوا أنّها أمٌ عزباء |
Evet ama hiçbirinde yalnız başına oturan bekar ve güzel bir bayan yok. | Open Subtitles | لكن لا طاولة بها امرأة جميلة عزباء جالسة |
Tüm bu gezi boyunca bu bakım broşürlerini okudum çünkü yalnız bekar bir kadın olarak yapacak daha iyi bir işim yoktu. | Open Subtitles | اقرأ كتيبات الصيانة هذه لأنني امرأة عزباء وحيدة وليس لدي شيء أفضل لأفعله |
Her bekâr ve akıllı genç kızın yapması gerekeni yaptım-- on sekiz yaşında evlendim. | TED | فعلت ما يمكن أن تفعله كل شابة عزباء واعدة تزوجت في عمر الثامنة عشر |
Polis, kızın bekâr olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الشرطي قال أنها كانت عزباء عاشت في المنزل |
Dostum, bu düğünde 200'den fazla bekâr kadın olacak. | Open Subtitles | ياصديقي, ستكون هناك أكثر من 200 إمرأة عزباء في هذا الزفاف |
Tekrar bekâr olmak senin için nasıl? | Open Subtitles | ماذا يعني لكِ ، ان تكونِ عزباء مره أخرى؟ |
Babam da bekâr, annemiz de bekâr. Babanın iki çocuğu ve mutlu bir evliliği var. | Open Subtitles | أبي أعزب وأمي عزباء أما أبوك فهو سعيد في زواجه ولديه طفلان |
Şu Hillary denen çıtırın dediği gibi, "bekarım bebeğim." | Open Subtitles | تلك المراهقة هيلاري تقول انا عزباء عزيزي |
Bak, şu anda yalnızım, ve düşündüm ki biz... | Open Subtitles | حسنا انا عزباء الآن ولقد فكرت ربما يمكننا أن |
Amber Jones, genç kızına destek olmaya çalışan bekar bir anneydi. | Open Subtitles | آمبر جونز كانت سيدة عزباء,وتكافع من اجل ان تُعيل إبنتها المراهقة. |
Sana gelince, bekarsın, işsizsin ve komadan çıkınca portakal soymayı bile yeniden öğrenmen gerekti. | Open Subtitles | اتعرفين, وانت عزباء وعاطلة وبعد غيبوبتك توجب عليك أن تتعلم كيف تقشرين البرتقال |
bekarsın. yalnızsın ve bu rezil rolü oynamanın tek sebebi ise sahne ışıkları olmadan yaşayamıyor olman. | Open Subtitles | أنتِ عزباء, وحيدة, وتؤدين هذا الدور السخيف |
30 yaşındayım, bekârım ve yeni işime başlayalı çok olmadı. | Open Subtitles | أنا فى ال30، أنا عزباء و لقد بدات وظيفة جديدة للتو |
Sekiz yaşındaki oğluyla güç bela yaşayan dul bir anneydi. | Open Subtitles | كانت أم عزباء وحيدة مع ابنها ذو الثماني سنوات حسناً؟ |
Sayın Yargıç, mahkemede bir Bekar Bayan Avukata bile yapılmayacak uygunsuz bir teklif bu. | Open Subtitles | سيادة القاضي، يكفي سوءاً التحرّش بمحامية عزباء داخل المحكمة. |
Bir yıl önce bekardım ve kafam rahattı. | Open Subtitles | منذ عام مضى كنت عزباء دون أي اهتمام للعالم |
Eşcinsel mi olacak, heteroseksüel mi, zengin mi, fakir mi, bekar mı? | Open Subtitles | هل هي مثلية، مستقيمة، غنية، فقيرة، عزباء |
Böylece dünyanın Bayan Blair'in yine boşta olduğunu ve Chuck Bass olayının geçmişte kaldığını anlaması için. | Open Subtitles | حتى يعلم العالم أن (بلير) عزباء مجدداً وأن (تشاك باس) جزء من الماضي |