İşitme engellileri eğiten bir öğretmen olacağını düşünüyorum çünkü işitme engelliler kendisinin yalnızlığından bile derin bir yalnızlık içerisinde yaşıyorlar. | Open Subtitles | أعتقد بأنها ستُقرر أن تصبح معلمة للأشخاص الذين يعانون من ضعف سمع لأن الأصم يعيش في عزلة عميقة مع ذاته |
Ne nazik bir tavırla daha uzakta ki yere çağırıyor sizi. | Open Subtitles | انظر باى جلال ولطف يشير بيده لكي تصاحبه الى مكان اكثر عزلة |
Henson'ların onlara zarar verip vermeyeceğini bilmiyoruz, ama bunca zaman tecrit altında işkence gördülerse ne yapacaklarını kim bilir. | Open Subtitles | قد يرغبا في إيذائهم، لكن لو عاشا في عزلة و عذاب كل هذه المدة مَنْ يدري بما قد يفعلاه |
- Aynen öyle. Max de daha az Yalnız kalırdı. | Open Subtitles | بالضبط ، و لذلك السبب يسوف يصبح الفتى أكثر عزلة |
Burası yolcuklarımın beni getirdiği en ıssız yerdi. | Open Subtitles | كان ذلك أكثر الأماكن عزلة قادتني إليه رحلتي |
Son yıllarda matematiği tamamen bırakmış ve annesiyle birlikte bu oldukça gösterişsiz evde yarı inzivaya çekilmiş gibi yaşamaya başladığı görülüyor. | Open Subtitles | بدا مؤخراً وأنه هجر الرياضيات كلياً وانطوى للعيش في شبه عزلة في هذا الإسكان العقاري المتحضر جداً مع والدته. |
Mançulu son imparatoriçe, ulaşılmaz bir izolasyon içinde burada yaşıyor. | Open Subtitles | هنا، في عزلة محظورة تعيش الأرملة الامبراطورة الأخيرة من المانشو المحمية بواسطة جيش من الخصيان |
Gece aydınlıktır, ama götürmez bu yalnızlığı, Yaklaş yanıma, durma öyle yakışıklı. | Open Subtitles | الليل يذوي في عزلة تعال و عانقني |
Bu kahrolası yalnızlıkta yapacak hiçbir şey yoktu, akıbetimizi bekleyen yüzlerce insandık. | Open Subtitles | بلا شيء لفعله، بلا أخبار، نعيش في عزلة مروعة، كنا مئة تقريباً ننتظر قدرنا. |
İnsanlardan soyutlanmaya sebep olabilir ve bu da öfke ve nefrete sebep olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يسبب عزلة كبيرة و قد يكون هناك غضب وحنق |
Gevezelik edip dünyanın en asil annesini selamlamayı unutuyorum. | Open Subtitles | والأم الأكثر نبلاً فى العالم تعيش فى عزلة |
Nesilden nesile, gaziler deneyimleri hakkında konuşmamayı ve yalnızlık içerisinde acı çekmeyi tercih ettiler. | TED | جيل بعد جيل من المحاربين القدامى اختاروا عدم الكلام عن تجاربهم وعانوا في عزلة. |
Konuyu değiştirmek için değil ama akıl almaz derecede çok bilgili bu da bize büyük ihtimalle yalnızlık içinde büyüdüğünü edebiyatın onun tek kaçış yolu olduğunu gösterir. | Open Subtitles | ليس بهدف تغيير الموضوع لكنه مثقف بشكل كبير مما يشير لنا الى انه نشأ في عزلة و كون الأدب هو مهربه الوحيد |
Sadece sen ve dadısıyla hiç kimse olmadan yalnızlık çekmeyecek mi? | Open Subtitles | ألن تكون عزلة بالنسبةِ لها فقط أنت والمربية ولا أحد آخر برفقتها؟ |
Birkaç nesil öncesine kadar... insanlar, ormanlarda gözlerden uzakta yaşayan... dağ gorillerini nadiren görüyordu. | Open Subtitles | حتى قبل بضعة أجيال، الغوريلا الجبلية ، كانت مخبأة في عزلة غاباتها نادرا ما شوهدت من قبل البشر، |
Gözden uzakta çalışabilmek için ailemizi ve dostlarımızı geride bıraktık. | Open Subtitles | ،لقد تركنا خلفنا عوائل، أصدقاء .كلنا نعمل في عزلة عن أهلنا |
Sadece iki seçeneğin olduğunu düşünüyoruz: ya tam müdahale ve asker yerleştirme ya da tümüyle tecrit. | TED | فإننا دوماً نتصور أن هناك فقط خياران اما تدخل عسكري تام او عزلة دولية تامة |
Birincisi, Belçikalı bir misyoner neden tam bir tecrit içinde Kalaupapa'da yaşıyordu. Sonunda yardım etmek istediği insanlardan, cüzzam kapacağını bilirken. | TED | أولا، لم اختار مبشر بلجيكي العيش في عزلة تامة في كالوبابا، علما أنه سيلتقط عدوى الجذام لا محالة من ذلك المجتمع الذي سعى إلى مساعدته. |
Iran ne kadar Yalnız kalırsa, orada o kadar fazla barış olacaktı. | TED | و كلّما ازدادت عزلة إيران، كلما كان هناك أكثر سلاما. |
Galaksideki en ıssız ve en Yalnız mekanları bulabileceğiniz rehber, Issız Gezegen Dizini'ni kullandığınız için teşekkürler. | Open Subtitles | مرحباً.شكراً لأستخدامكم فهرس الكوكب الغير معتاد. دليلك للمجرة هو الأكثر الأماكن عزلة و وحدانية. |
Bu olay Darling'lerin geriye çekilerek Manhattan'daki görkemli evlerinde inzivaya çekilmelerine yol açtı. | Open Subtitles | جاعلة الدارلينغ يعودون إلى قصرهم في حالة من الفوضى، في بيتهم الفخم في منهاتن حيث بقوا في عزلة من الناس. |
izolasyon tesisimiz yok, aslında. Ama..bekle,bunun için oda temin.. | Open Subtitles | حسناً, ليس عندنا وسائل عزلة بحد ذاتها لكن |
Çölün yalnızlığı kendi yalnızlığıma teselli oluyor. | Open Subtitles | العزلة الصحراء يعطيني عزاء في عزلة بهم. |
Şimdilik muazzam bir yalnızlıkta kalacağız. | Open Subtitles | إلى الآن, بقينا في عزلة كبيرة |
Swartz ailesinden ve arkadaşlarından daha fazla soyutlanmaya başladı. | Open Subtitles | ازدادت عزلة شوارتز عن الأصدقاء و الأسرة |
Gevezelik edip duruyorum ve dünyanın en soylu annesini selamsız bırakıyorum. | Open Subtitles | زوجة جميلة والأم الأكثر نبلاً فى العالم تعيش فى عزلة |
Maaşları iyiydi, ama onlarınki zor ve çoğunlukla tehlikeli bir yerde hâlâ izole edilmiş ve zor bir hayat. | TED | كانوا يتلقون رواتب جيدة، و لكن بالنسبة لهم فهي حياة عزلة صعبة داخل عنصر خطير و شاق على الأغلب. |