Üzgünüm. Sizin suçunuz olmadığını biliyorum. zor bir hafta oldu. | Open Subtitles | آسفة، أعلم أنّه ليس خطأك لقد كان أسبوعًا عسيرًا فحسب |
Apple, devletler ve diğer tüm aktörler için gözetimi olabildiğince zor hâle getirmeyi denedi. | TED | حاولت أبل أن تجعل المراقبة أمرًا عسيرًا بالنسبة للحكومات وسائر الأطراف الأخرى. |
Burada kalmanın çok zor olduğunu. | Open Subtitles | بأنّها آسفة ولكنّها احتاجت بداية جديدة وبأنّ المكوث هنا كان عسيرًا عليها |
Ancak bu senin için çok zor veya çok karmaşıksa o zaman bunu burada bırakalım çünkü zaten yeterince incindim. | Open Subtitles | وإن كان ذلك عسيرًا معقّدًا إليك، فاتركني الآن، لأنّي بالفعل جُرحت أكثر من اللّازم |
Ancak bu senin için çok zor veya çok karmaşıksa o zaman bunu burada bırakalım çünkü zaten yeterince incindim. | Open Subtitles | أجل، أجل. وإن كان ذلك عسيرًا معقّدًا إليك، فاتركني الآن، لأنّي بالفعل جُرحت أكثر من اللّازم. |
Nitekim otuz yıl önce olduğu için oldukça zor olacaktır. | Open Subtitles | لكن ذلك سيكون عسيرًا بعض الشيء لأنه شيء حدث منذ 30 عاما |
Bugünün senin için zor geçtiğini biliyorum. En azından sonunu getirebildik. | Open Subtitles | أعلم أن اليوم كان عسيرًا إليك، لكن أقلّه أنهينا المشكلة. |
Babamı bulmanın benim için ne kadar zor olduğunu anlıyor musun? | Open Subtitles | -أعتذر بشدّة أتعي بأنّه كان عسيرًا عليّ القيام بهذا؟ أن أجد والدي؟ |
Bunu kelimelerle açıklamak zor. | Open Subtitles | أجد الأمر عسيرًا لأصفها بالكلام. |
- Baba, bu onlar için zaten çok zor olacak. | Open Subtitles | بابا، سيكون الأمر عسيرًا لهم بالفعل. |
- Kargaşada zor olmasa gerek. | Open Subtitles | لن يكون عسيرًا بعد القيام بإحداث فوضى |
İstediğiniz şey son derece zor. | Open Subtitles | ما تطلبه عسيرًا. |
zor olmalı. | Open Subtitles | حتمًا كان ذلك عسيرًا |
Hong Kong'a ilk geldiğimizde çok zor zamanlar geçirdik. | Open Subtitles | في بداية مجيئنا لـ (هونج كونج) أمضينا وقتًا عسيرًا جدًّا. |
Aşk öyle zor ki... | Open Subtitles | قد يكون الحبّ عسيرًا. |
Ondan ayrılmak çok zor olacak. | Open Subtitles | سيكون الأمر عسيرًا أن أتركه. |
zor işti. | Open Subtitles | قتله كان عسيرًا. |
Yarın zor bir gün olacak. | Open Subtitles | سيكون يومًا عسيرًا غدًا |
Henry, Langley'de zor bir gün olacağını söylemişti ve aynı gün bunlar oluyor. | Open Subtitles | (هنري) قآل بأنهُ سيكون يومًا عسيرًا على "لآنغلي" |
Hong Kong'a ilk geldiğimizde çok zor zamanlar geçirdik. | Open Subtitles | في بداية مجيئنا لـ (هونج كونج) أمضينا وقتًا عسيرًا جدًّا. |