Başkan adayı arkadaşım Donald Greenleaf, senin onuruna... özel bir yemek daveti düzenliyor. | Open Subtitles | الليلة، هناك عشاء خاص على شرفك يستضيفه صديقي المرشح الرئاسي السيد دونالد غرينليف |
Güzel takım elbise kentin en iyi yerinde özel bir yemek. | Open Subtitles | بدلة أنيقة عشاء خاص , في أفضل مطعم في المنطقة |
- Es geç, belki sonra. İkimiz oldukça özel bir yemek yesek? | Open Subtitles | كلا، ربما لاحقاً، لمَ لا نتناول أنا وأنت عشاء خاص |
Pekâlâ, ikimiz için özel bir akşam yemeği hazırlayayım mı? | Open Subtitles | حسناً ، هل أُعد عشاء خاص لشخصين؟ |
Anna senin için özel bir akşam yemeği hazırlıyor. | Open Subtitles | آنا وضع على عشاء خاص بالنسبة لك. |
Lütfen özrümün bir jesti olarak bu gece saat 8'de çatı katında özel akşam yemeği davetimi kabul et. | Open Subtitles | أن سمحت أقبلى كدليل على الأعتذار عشاء خاص على سطح البيت الليلة فى االثامنة |
Şu Donny Osmond denen hıyarla tanışmak için Midwest'teki üç düzine reklamcıya özel akşam yemeği verdim. | Open Subtitles | عشاء خاص للعديد من افضل المروّجين لمقابلة دوني اوزموند هذا , صحيح؟ |
Her neyse, bir gece özel bir yemek verildi. | Open Subtitles | على أية حال... فى أحد الأيام كان لدينا عشاء خاص |
-Sıkıntı, dediğin Birleşik Devletler başkanının katılacağı özel bir yemek. | Open Subtitles | عشاء خاص مع رئيس الولايات المتحدة. |
Alay komutanı özel bir yemek düzenlemiş. | Open Subtitles | تبًا, قائد الفوج يقيم حفل عشاء خاص |
Öyleyiz. Şef özel bir yemek hazırlıyor. | Open Subtitles | نحن كذلك إن الشيف لديه عشاء خاص |
Bu özel bir yemek. | Open Subtitles | هذا عشاء خاص |
Kwon ve ailesi az sonra özel bir akşam yemeğinde bize katılacaklar. | Open Subtitles | كوان) وعائلته سينضمون إلينا بعد قليل لمأدبة عشاء خاص) |
Bay Lang, Washington'da Kongre liderleri ve Dışişleri Bakanından ciddi destek vaatlerini aldıktan sonra bu gece Başkanla özel bir akşam yemeği yiyecekler. | Open Subtitles | في (واشنطن)، تلقّى السيد (لانغ) وعوداً بالمساندة، من قادة الكونغرس ووزير الخارجية، قبل المضي إلى حفل عشاء خاص مع نائب الرئيس. |