Eve ne zaman gelirse alsın diye yemeğini dolaba koymaya alışmıştım. | Open Subtitles | كنتُ أترك عشائه في الثلاّجة حينما يعود للمنزل في أيّ وقت |
Git de çocuğun yemeğini ver. | Open Subtitles | إذهبي و امنحيّ الولد عشائه سنتحدث عن ذلك لاحقاً |
Akşam yemeğini yemedi. | Open Subtitles | . لم يتناول عشائه ظننتُ أنه سيكون جائعاً بعد جولته الطويله |
Bir keresinde bir Cyclops'la onun akşam yemeğinden konuştum. Ve onun akşam yemeği bendim. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع العملاق خارج عشائه وكنت عشائه |
O kıllı bokun dün kiminle yemek yediğini hangi partilere gittiğini, kimi ekibine katmaya çalıştığını bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد معرفة مع من قام داك المعتوه بتناول عشائه ليلة البارحة ، و أي ملاهي |
Eğer kocamı görürsen lütfen akşam yemeğinin saat beşte onu beklediğini söyle. | Open Subtitles | إذا رأيت زوجي , ارجوك أخبره عشائه سيكون بأنتظاره في تمام الساعة الخامسة |
Mesela çocuğun biri yemeğini iğrenerek reddediyorsa Gorton'ın balığı olmamalı. | Open Subtitles | كـ مثال, إن أبعد طفل عشائه عنه بـ داعي التقزز عليك فقط التأكد بان الطعام ليس شرائح سمك جورتن |
Şimdi eve gittiğinde yemeğini televizyon karşısında yiyor. | Open Subtitles | والآن يعود لمنزل ويتناول عشائه من الوجبات التلفزيونية |
Ejder, akşam yemeğini, uzun ve tüp şeklinde, minik karidesleri yakalamak için mükemmel tasarlanmış bir burunla yer. | Open Subtitles | يلتهم التنين عشائه بواسطة فك أنبوبى طويل المناسب بشكل مثالى لإلتقاط الجمبرى الصغير جدا |
Şükran Günü'nde aile yemeğini basıp onu kız arkadaşımı çalmakla suçlamam gerek. | Open Subtitles | لا تخبره بأنك ستدفع له بالتمثيل في عيد الشكر، من المفترض ان أقتحم عشائه العائلي و أنا أتهمه بسرقه صديقتي |
Bu gece onun yemeğini ödemeyeceğim. Bir işe girmek zorunda olduğunu bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | لن أدفع له عشائه الليلة، أريدك أن تعرفي بأنه سيحصل على عمل. |
Güneş de battığına göre son yemeğini arayacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | وطالما غابت الشمس، فأتوقّع أنّه قيد البحث عن عشائه الأخير |
Hava durumu yüzünden akşam yemeğini herkesin savsaklamadığını görmek güzel. | Open Subtitles | إنه من الجيّد رؤية ليس هناك أحد يترك عشائه جراء الأرصاد الجوية. |
Uşak onun yemeğini getiriyor. | Open Subtitles | وقام كبير الخدم بأحضار عشائه له, |
Ama Atticus yemeğini şurupla doldurdu... şimdi de şurubu her tarafa döküyor. | Open Subtitles | ولكن "اتيكاس" لقد أغرق عشائه في العصيرِ والآن يصبها كلها "سكاويت" |
Ama Atticus yemeğini şurupla doldurdu... şimdi de şurubu her tarafa döküyor. | Open Subtitles | ولكن "اتيكاس" لقد أغرق عشائه في العصيرِ والآن يصبها كلها "سكاويت" |
Babam akşam yemeğini 42 yıllık bir ocakta pişirmeye kalktı ve evini yaktı. | Open Subtitles | حسنا ُ، أبّي قرر أن يعد عشائه مشواه بعمر 42 سنة -لذا فقد حرق بيته |
Akşam yemeği verirse, yanına oturmamı hatırlat. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تُذكّرَني للجُلُوس بجانبه في حفلةِ عشائه القادمةِ. |
Ve bir akşam en sevdiği yemeği yapıp iyi geceler öpücüğü veriyorsun. | Open Subtitles | وبعد ذلك ليل واحد تَجْعلُه عشائه المفضّل، وأنت تُحاولُ إعْطائه a قبلة ليلة سعيدة، |
Bak, adam iyiydi. yemeği getirdiğinde adamı gördüm. | Open Subtitles | كان بخير رأيته حينما أحضر عشائه |
O kıllı bokun dün kiminle yemek yediğini hangi partilere gittiğini, kimi ekibine katmaya çalıştığını bilmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد معرفة مع من قام داك المعتوه بتناول عشائه ليلة البارحة ، و أي ملاهي |
Bu geceki akşam yemeğinin, fiberglas bir maket olduğunu anlarsa şaşarım. | Open Subtitles | أتساءل إذا ما أدرك أن عشائه الليلة ما هو إلا نموذج من ألياف الزجاج |