metresi kelimelerle anlatmada zirveyi yakalamışken heyecanlanıp kaygısız kraliyet üyesini dövmeye çalışırken. | Open Subtitles | -وموجهة بالتحديد إلي عشيقات الملك -محاولة بكل جهدها أن تجلد عضو الممكلة السيء بالسوط حتي يصل إلي أعلي مراحل الغضب |
Kralın metresi genellikle takdir edilir, ama, ama bu... | Open Subtitles | عشيقات الملك في الغالب موقرات لاكن هذا |
Zengin Çinli gençlerin sevgilileri olur... böyle yerlere de garsoniyer denir. | Open Subtitles | الشباب الصينين الأغنياء لديهم عشيقات ويسمون هذه غرفة العزوبية |
Hoş geldiniz öğretmenler, anne babalar, üvey anne babalar, kardeşler, anne babalarımızın sevgilileri, akrabalarımız, anne ve babalarımızın, teyze amca desek de öyle olmayan dostları. | Open Subtitles | مرحباً بالمعلمين ، الأباء زوجات الأباء ، أزواج الأمهات ، الأشقاء عشيقات الأباء ، وعشاق الأمهات كل أنوع الأقرباء |
İnanması zor ama sanırım bunlar metreslerini sinema dünyasına sokmaya çalışıyor. | Open Subtitles | من الصعب تصديق ذلك، ولكن أعتقد أنّهم حميعاً هنا لديهم عشيقات في مجال الترفيه |
Howard Hughes bu tünelleri metreslerini diğer metreslerinden kaçırmak için kullanıyordu. | Open Subtitles | هوارد هيوز تستخدم لاستخدام لهم التسلل عشيقاته بعيدا عن له عشيقات أخرى. |
Yakın zaman önce, ben tahta çıkmayı bekleyen genç bir delikanlıyken babamın metreslerinden birinin Hexenbiest olduğu ortaya çıkmıştı. | Open Subtitles | حسناً، منذ وقت ليس ببعيد، عندما كنت فتى شاباً أتوق للجلوس على العرش، إكتشفنا أن واحدة من عشيقات والدي... |
Kralın metreslerinden biri olduğun gerçeğini gözardı edebilmek için. | Open Subtitles | بأنك واحده من عشيقات الملك فرانسس مخلص لماري |
Halk arasında senin kadar iyi yiyen sanırım pek azdır, Gracchus... ya da bu kadar nefis metresleri olan, Gaius. | Open Subtitles | أشك فى أن معظم الشعب يأكلون كما تأكل يا جراكوس أو لديهم عشيقات فاتنات مثل جايوس |
Taziyelerini bildirenlerin yarısı Tommy'nin eski kız arkadaşı. | Open Subtitles | التعزية على جهاز استقبال الرسائل و كلهن عشيقات "تومي" السابقات. |
Erkeklerin metresi olur. | Open Subtitles | الرجال لديهم عشيقات. |
- Hepsinin metresi var. | Open Subtitles | -كلهم لديهم عشيقات |
Erkeklerimizin sevgilileri olmaz ama birkaç karısı olur. | Open Subtitles | رجالنا لايملكون عشيقات لكن يملكون عدة زوجات |
Öyle denebilir. Onları Fadela'nın sevgilileri. | Open Subtitles | بالأصح فهن عشيقات (فضيلة) |
Howard Hughes bu tünelleri metreslerini diğer metreslerinden kaçırmak için kullanıyordu. | Open Subtitles | تستخدم هوارد هيوز لاستخدامها في التسلل عشيقاته بعيدا عن له عشيقات أخرى. |
Bizler onların metresleri değiliz. Onlar için iki ayaklı birer damızlığız. | Open Subtitles | نحن لسنا عشيقات نحن أرحام تمشي على قدمين |
Yani ben gayim. Ama bu ikisinin kız arkadaşı var. | Open Subtitles | أقصد , انا شاذ , لكن هذان لديهما عشيقات |