Fakat bugünün dünyasında, kendi dünyalarında da rekabet pazarı herkes için çalışır hale getirmektedir. | TED | لكن في عالمنا اليوم كما في عصرهم المنافسة تجعل من السوق يعمل لصالح الكل |
Büyük yaratıcılar, düşünürler, sanatçılar, bilim adamları, mucitler kendi çağlarının insanlarına karşı tek başlarına durmuşlardır. | Open Subtitles | الصانعون العظام، المفكرون، ال فنانون، العلماء، المخترعون وقفوا وحدهم ضد رجال عصرهم |
Evet, konserleri kendi toplumlarından çıkıyor, ama aynı zamanda homoseksüellikten şüphe duyabilecek eski nesilden de gelişiyor; ama kendi müzikleri olduğu için ve geçmişi betimlediği için de nostaljik. | TED | حفلاتهم تجتذب أناس من نفس مجتمعاتهم , نعم, و لكن أيضا أناس من أجيال قديمة أجيال قد تكون ذات موقف من الشذوذ الجنسي, ولكنها تحن الى موسيقى عصرهم و الماضي التي تمثله |
De La Soul'dan "3 Feet High and Rising" ve Beastie Boys'tan "Paul's Boutique" gibi albümler, kendi zamanlarının Sgt. Pepper'ları olan sessel, katmanlı başyapıtlar oluşturmak için kayıtlı müziğin onlarca yılı arasından talan edildi. | TED | ألبومات مثل ألبوم دي لا سول "3 أقدام ويرتفع" والبيستي بويز "بوتيك بول" تم اقتباسها من عقود سابقة من الموسيقى المسجلة لإنشاء روائع الطبقات الصوتية التي كانت أساسًا الرقيب فلفل من عصرهم. |
Onu duyup onun bir parçası olmak istediler ve birden kendilerini bunu yapacak teknolojiye sahip olarak buldular. Delta blues'un the Stones, the Beatles ve Clapton'ı anımsatması gibi bir durumdu bu ve kendi zamanlarının cihazları adına bu müziği alma gereksinimini hissettiler. | TED | سمعوها، وأرادوا أن يكونوا جزء منها، وفجأة وجدوا أنفسهم وبحوزتهم تكنولوجيا تمكنهم من فعل ذلك، ليس كثيرًا على عكس طريقة البلوز دلتا ضربوا الوتر مع الستونز والبيتلز وكلابتون، وشعروا بالحاجة لدمج تلك الموسيقى في آلات عصرهم. |