Tek problem, 3D yazıcı hakkında neredeyse hiçbir şey bilmiyordum ve beş moda görünümünü nasıl oluşturacağımı çözmek için dokuz ayım vardı. | TED | ولكن المشكلة كانت معرفتي الضئيلة بالطباعة ثلاثية الأبعاد، وكل ما كان لدي هو 9 أشهر لتعلم كيفية طباعة 5 قطع عصرية. |
Bu giysilerin tekrar moda olması ne kadar ilginç. | Open Subtitles | من المدهش أن هذه الملابس عادت لتصبح عصرية مرة أخرى |
İyi yetiştirilmiş Amerikan kızı havalı ve moderni oynayabilir fakat asıl istediği, büyük annesinin istediğidir: | Open Subtitles | لقد تربيت جيداً كفتاة أمريكية قد تلعب اللعبة ببرود و عصرية و لكن الذى تريده هو ما كانت تريده جدتها |
Ben havalı değilim ama ben de eğlenmek istiyorum tamam mı? | Open Subtitles | أنا لست عصرية, و لكني أريد بعض المتعة, و أوقات مجنونة, تدرون؟ |
Bir öğleden sonra olmuş. İşini henüz bitirmiş. | Open Subtitles | حدث هذا عصرية أحد الايام عند انتهائه من عمله |
Sanatçı sıradan bir ofis gerecini alıyor ve modern iş dünyasında tuvaline yorumluyor. | Open Subtitles | يأخذ الفنان جزءًا مضجرًا من المكتب ويُحوله إلى لمحة عصرية تحوي فكرة معينة |
..Zarif , modern , pahalı... fotoğraf çekimlerini ... sadece senin için olacak ? Ya da olmayacak. Yani , herneyse.... | Open Subtitles | رائعة جدا, عصرية جدا، باهظة الثمن صور فوتوغرافية, من أجلك فقط أو لا ... أعنى, أى كان |
Ama belki bu ülkeye göre fazla modernler. | Open Subtitles | ربما لديهم آراء عصرية في هذه البلاد |
Güzel eşyalar olduklarını düşündüm. moda, kaliteli markalar. | Open Subtitles | أعتقدت أنها أشياء جيدة أصناف مشهورة، عصرية |
Şu son moda mimar gözlüklerinden takardı. | Open Subtitles | و الذي كان يرتدي نظارات مهندس معماري عصرية |
Londra'da çok eğlendirici bir moda olmalı. | Open Subtitles | نعم , انها تسلية عصرية جداً في لندن |
Plansız yolculuğumun rezevasyonunu yapacağım çünkü ben havalı bir pilicim. | Open Subtitles | حسنا, هأنا ذاهبة لحجز رحلتي الإعتيادية لأنني عصرية و أنيقة و شيك |
Kakül bırakmışsın, hâlâ gamzen duruyor ve bu ceket, çok havalı. | Open Subtitles | غرة شعرك جميلة ولا زالت لديك هذه الغمازة و هذه السترة عصرية جداً |
Steven Spielberg'e inanamıyorum sinema tarihinin en havalı yönetmeni hayatım hakkında bir film yapıyor! | Open Subtitles | حسنا , لا استطيع تصديق ذلك يا سيد ستيفن سبيلبرغ انه اكثر عصرية - منتج أفلام في تاريخ السّينما, - - سينتج فيلما عن قصة حياتي |
Vampir Lou'nun cumartesi öğleden sonrası Kung-fu filminde ne işi var ki? | Open Subtitles | لماذا مصاص الدماء لو هو مظيف فلم كنغفوا عصرية السبت ؟ |
Burası öğleden sonramı harcadığım en hoş yer değil ama bu da bir iş tehlikesi sanırım. | Open Subtitles | إنه ليس أفضل الأماكن لقضاء عصرية ولكن هذا أحد مخاطر المهنة |
Hepsinde ortak olan tek şey kaçırılmalarından önceki öğleden sonra Storm adında bir kulübe gitmiş olmaları. | Open Subtitles | المكان الوحيد الذي تشاطروا به جميعاً هي حانة يطلق عليّها "العاصفـة" في عصرية قبيل الاختطاف |
modern üretim teknikleri kullanarak onlardan çok sayıda yaptık, bence bu bir ilkti. | TED | وقد استخدمنا تقنيات عصرية لإنتاج عدد أكبر من الأقمار الصناعية وأظن أنها سابقة أيضا. |
Tabii ki bu protezler daha sonra daha kullanışlı olmaya başladı ve tabii ki daha modern. | TED | وبالتأكيد أخذت هذه الأطراف الصناعية تصبح ذات إفادة أكثر وأكثر، عصرية أكثر وأكثر. |
Bir tarafta annem vardı, iyi eğitimli, laik, modern, batılılaşmış bir Türk kadını. | TED | من ناحية كانت أمي, امرأة تركية, مثقفة, علمانية, عصرية على الطراز الغربي، |
Zarif, yetişkin bir kadın gibi giyinmelisin. | Open Subtitles | يجب أن ترتدي كـ امراءه ناضجة عصرية |
Epey modernler. | Open Subtitles | انها عصرية جداً |
Güldü ve modern bir kıza göre eski modayım dedi. Komik. | Open Subtitles | ضحك وقال أنني قديمة الطراز بالنسبة لفتاة عصرية |
Bu çok cafcaflı ve çok süslü albüm kapaklarını tasarladım. bir ileri (post) modernist veya tarihselci olduğum için değildi -- bu şeylerin ne olduğunu bile bilmiyordum. | TED | فحصلت على أغلفة اسطوانات غنية ومحكمة التصميم ليس لأنني كنت عصرية أو غير عصرية لأنني لم أكن أعلم حقيقة هذه الأشياء |