- Yani bu düpedüz rüşvet. - Hayır, Sayın Kongre Üyesi. | Open Subtitles | ـ هذه إذاً رشوة مباشرة ـ لا يا حضرة عضو الكونغرس |
Kongre Üyesi bir kere daha benim görüşmemi iptal ederse, seni kovmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | إذا خرج عضو الكونغرس من موعدي المحدّد مجدداً، قسوف أطردك |
Kongre Üyesi Legrange onu nerede istersek orada kalacak. | Open Subtitles | دعنا نتأكّد أن يبقى عضو الكونغرس حيث نُريده. |
Meclis Üyesi'nin Wayne Vakfı'ndaki etkinlikten sonra eve dönmediğini söylüyor. | Open Subtitles | وعلى ما يبدو عضو الكونغرس لم يعد قط للبيت |
O kadar ünlü oldu ki.... sonra Emniyet Müdürlüğünu bırakıp... Milletvekili olmaya girişti. | Open Subtitles | كان ناجحاً جدًّا حتى أنه هجر الأمانة العامة للأمن وأمسى فيدرالي عضو الكونغرس |
Parlamento Üyesi devlet işleri ile teklifsiz sözleşmeler yapıyor. | Open Subtitles | ويمنحهم عضو الكونغرس عقود ذات مصدر وحيد للوظائف الحكومية |
Rhode Island Kongre Üyesi Shaw'un yardımcısıyım. | Open Subtitles | أنا مساعد عضو الكونغرس شاو من ولاية رود آيلاند |
Demek Kongre Üyesi Weiner'dan tweetleriniz var. | Open Subtitles | إذاً، وصلتك بعض التغريدات من عضو الكونغرس وينر |
Sandy, Kongre Üyesi'nin başında bir sürü dert var kendisinin başına açtığı ve muhtemelen kurtulamayacağı. | Open Subtitles | ساندي، عضو الكونغرس في مشكلة كبيرة هو أوقع نفسه فيها وربّما لن يستطيع الخروج منها |
Kongre Üyesi Peter Russo sabahın erken saatlerinde Washington'daki evinin garajında... | Open Subtitles | عضو الكونغرس "بيتر روسو" وُجد ميتا صباح هذا اليوم في الكراج |
Kongre Üyesi Peter Russo sabahın erken saatlerinde Washington'daki evinin garajında... | Open Subtitles | عضو الكونغرس "بيتر روسو" وُجد ميتا صباح هذا اليوم في الكراج |
insanlar onu, Kongre Üyesi ile konferans salonundan ayrilirken görmüsler. | Open Subtitles | أشخاص رأوها مغادرة القاعة بصحبة عضو الكونغرس. |
Kongre Üyesi, oğlunun FBI'ın onu takip ettiğini bilmesine rağmen kadınların peşini bırakmadığını söyledi. | Open Subtitles | قال عضو الكونغرس بأنّ ابنه لم يبعد يديه عن النساء حتّى حينما كان عالماً . بتعقّب مكتب التحقيقات الفيدرالي له |
Kongre Üyesi'ni öldürmemizi söylediğinde bunu açıkça belirttiğimi sanıyorum. | Open Subtitles | ظننتُ أنّي أوضحتُ ذلك بعدما أمرتنا بقتل عضو الكونغرس. |
Meclis Üyesi Underwood, babanın patronu. | Open Subtitles | عضو الكونغرس أنديروود هو رئيس البابا في العمل |
Pennsylvania birinci bölge Meclis Üyesi sunum yapacak mı? | Open Subtitles | هلّا تقدم عضو الكونغرس من المقاطعة الأولى لبينسلفينيا بعرض شهادته؟ |
Randevu almadan hiç kimse... bir Milletvekili ile görüşemez. | Open Subtitles | لا احد يقترب من عضو الكونغرس من دون موعد |
Milletvekili, fazla zamanımız yok. | Open Subtitles | يا عضو الكونغرس , ليس لدينا الكثير من الوقت |
Sizi tesadüfen seçmedim, Parlamento Üyesi. | Open Subtitles | لم أختارك خبط عشواء يا عضو الكونغرس |
Kulağa deli saçması geldiğini biliyorum, Senatör; ama bu gerçek. | Open Subtitles | إنظر, أتمنى لو كنت مجنوناً يا عضو الكونغرس, ولكن هذا امرٌ واقعي |
Kongre üyesinin durumunu bilemiyorum. Gerçek nişancıyı kaybettim. | Open Subtitles | لا يُمكنني أن أعرف إلى أي مدى عضو الكونغرس مُصاب |
Meclis üyesinin yerini yalnızca basın sekreteri bilir? | Open Subtitles | إذا هناك أحد يعرف أين مكان عضو الكونغرس فسيكون المتحدث الرسمي له |
Çok iyi biliyorum. Sayın sözcü ve Sayın vekil. | Open Subtitles | أعي ذلك سيدي المتكلم و عضو الكونغرس |
Milletvekiliyle olan da sensin. | Open Subtitles | لكنكِ من مع عضو الكونغرس [آهاه] دلالة على فهم الحديث |
Aslında Tom, Kongre üyesini eve götürmesini Doug yapsın diyoruz. | Open Subtitles | في الحقيقة, ياتوم نحن سنجعل دوغ يأخذ عضو الكونغرس لمنزله |