| kemikleri kendini kurtarmak için çaba sarfettiği için kırıldı yani? | Open Subtitles | لقد انكسرت عظامها لأنها كانت تحاول جاهدةً أن تحرر نفسها؟ |
| Ah,bütün o dışarı çıkan kemikleri, bütün tüyleri dökülmüş yaşlı bir karga o. | Open Subtitles | كل عظامها ظاهره ,انها تبدو مثل الغراب العجوز منزوع الريش |
| Ve bu,kemiklerini ve beynini etkilemiş. | TED | وانتقلت منذ ذلك الحين إلى عظامها ودماغها. |
| kemiklerini tuzlayıp yakacağız. | Open Subtitles | حسناً ، علينا أن نضع الملح على عظامها ثم نحرقها |
| Kemiklerinin kırılmasına engel olacak kadar değil, ama bu konuda endişeleniyor gibi görünmüyorsunuz. | Open Subtitles | , لا يكفي هذا لابقاء عظامها قوية لكن يبدو أنك لا تهتم بهذا |
| 2010'da, kemik ve diş analizleri şaşırtıcı bir şeyi ortaya çıkarmıştır. | Open Subtitles | عام 2010، كشف تحليل عظامها و أسنانها عن أمرٍ مثير للدهشه |
| Cleo'yu anlıyorum ve onunla ilgili gördüğüm tek şey sadece kemikleri. | Open Subtitles | إنها الحقيقة أنا أفهم كليو, و عظامها هي كل ما رأيته حتى الأن |
| Çocukken babamızla şurada oturup onun kemikleri gömüşünü izlerdik. | Open Subtitles | أتذكر أننا كنا نجلس مع أبى هنا عندما كنا أطفال وراقبناه وهو يدفن عظامها |
| Sadece yedi haftada civcivden 2,5 kiloluk tavuğa dönüşünce kemikleri ve iç organları bu hıza yetişemiyor. | Open Subtitles | متي يربوا من الدجاج وخلال سبعة اسابيع يكون لديك دجاجة وزنها 5.5 رطل عظامها واعضائها الداخلية |
| Tüm kirişlerde ince çatlaklar var. kemikleri çürümüş. | Open Subtitles | تمزٌقات خطية في كُلّ الأشعّةِ إنها فى عظامها يا أدميرال |
| kemikleri buna dayanabilirse, 23 dereceye yükselt. | Open Subtitles | إن قاومت عظامها ذلك، ارفعي المعايرة إلى 23 درجة |
| kemikleri bacaklarından fırladı ve havuz kanla doldu. | Open Subtitles | رأيت عظامها وكأنها تخرج من ساقيها وبركة مليئة بالدم |
| Tabii daha önce yaşananlar düşünülürse annem kendisini bütün olarak yutup baykuş gibi kemiklerini tükürebilir. | Open Subtitles | بالطبع, إن كان التاريخ يشير لأي شيء فستبلعها أمي كاملة وتبصق عظامها كـ بومة |
| Kendi kemiklerini kırarak öldürmüş bu kız kendini | Open Subtitles | بيدها اليمنى المطرقة التي أستخدمتها لكسر عظامها |
| Ne kadar hoS birsey. Tüm kemiklerini kiracak olmam çok yazik. | Open Subtitles | يا لها مِنْ شيء جميل يؤسفني أنْ أضطرّ لتحطيم عظامها |
| Eğer gerekirse kemiklerini haşlayıp köpeklere yedireceğim. | Open Subtitles | سأسلق عظامها وأطعمه للكلاب إن كان هذا ما يتطلّبه الأمر. |
| Ateş söndüğünde, kararmış kemiklerini bulacağım sanıyordum. | Open Subtitles | عندما انطفأت النيران ظننت أنني سأجد عظامها اسودت |
| Kızın Kemiklerinin gösterdigi kesikleri de buldum. | Open Subtitles | اكتشفت أيضاً بأن علامات التقطيع على عظامها تظهر |
| Kemiklerinin darlığından ve aralarında henüz boşluklar var. | Open Subtitles | نعرف هذا بسبب رقة عظامها و أيضاً بسبب الفجوات في المنطقة الحوضية |
| İçten de çok güzel bir kadındı. Yani kemik yapısı dünya çapındaydı. | Open Subtitles | لقد كانت جميلة من الداخل أيضاً أعني بناء عظامها لم يكن من هذا العالم |
| kemik ve dişlerinde yapılan çalışmalar şaşırtıcı bir şey ortaya çıkardı. | Open Subtitles | أظهرت دراسات عظامها وأسنانها شيئًا مذهلاً |
| Brennan'ın annesinin gömüldüğü yer toplanan toprak örneklerinden geliyor onun kemiklerinden gelen aynı derinlik. | Open Subtitles | اتت من عينات التربة التي جمعت من موقع دفن والدة برينان من نفس عمق دفن عظامها |
| Bu asker karıncaların jilet gibi keskin çeneleri bir kurbağa ya da kertenkeleyi dakikalar içinde Kemiklerine kadar soyabilir. | Open Subtitles | الفكين الحادة لجيش النمل هذا يمكنها أن تجرّد ضفدعاً أو سحلية إلى عظامها في دقيقة |
| Ama kafatası ve kalbi, tamamlanması için kemikleriyle birlikte olmalı. | Open Subtitles | لقد وضحَت لك المكان ، أليس كذلك؟ ولكن جمجمتها وقلبها يجب أن يكونا مع عظامها لكي يكتمل جسدها |