İyi haber, hiç kırık kemik yok. | Open Subtitles | الأخبار الطيّبة، هي عدم وجود عظامٍ مكسورة. |
- Evet, ben de bütün günümü oturup gözlerine kemik sokulmuş insan cesetlerine bakarak geçirmiyorum. | Open Subtitles | -حقًا، وأنا لا أمضي أيامي في النظر في صور أناسٍ يعلقون عظامٍ في أنوفهم |
Buruşup bir deri bir kemik kalması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يفترض به أن يُسحق إلى عظامٍ ودماء |
Ama yakacak kemik bulamadığı için Bobby'i aramış. | Open Subtitles | لكنه لم يستطع العثور على عظامٍ لحرقها لذا قام بالإتصال بـ (بوبي) للمساعدة |