O ufaklık benimle bir anlaşma yaptı. Kimse odasına hiçbir şey için kesinlikle girmeyecekti temizlik olsa bile. | Open Subtitles | لقد عقد إتفاقاً هاماً بعدم دخول أيّ شخص إلى غرفته لأيّ سبب كان، ولا حتى للتنظيف |
Kapalı kapılar ardında bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | لقد عقد إتفاقاً سرياً |
Pul, Ark'la bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | سكيلز لقد عقد إتفاقاً مع أرك |
Aziz, meleklerle bir anlaşma yapmış. | Open Subtitles | القديس عقد إتفاقاً مع الملائكة. |
Güçlü ilaç lobisi DC Littlefield cinayetleri öğrendikten sonra onlarla bir anlaşma yapmış. | Open Subtitles | عقد إتفاقاً مع مُؤسسة (دي سي ليتلفيلد) القوية للأدوية بعدما اكتشفوا أمر جرائم القتل |
Anlaşılan Mark Vector devletle bir anlaşma yapmış. | Open Subtitles | ...(وتبيّن أنّ (مارك فيكتور عقد إتفاقاً من نوع ما مع الحكومة |
Ortağınız Wynn sizi sattı ve polisle bir anlaşma yaptı. | Open Subtitles | -صديقكَ (واين) ، باعكَ ، و عقد إتفاقاً مع الشرطة . |