Bir sonraki gökten düşecek. Ve sonra bin akrep... | Open Subtitles | التالي سيسقط من السماء, وبعد ذلك سيأتي ألف عقرب |
Bir akrep nehri geçmek istiyor, ama yüzme bilmiyor. | Open Subtitles | عقرب يريد أن يعبر النهر, ولكنه لايستطيع أن يسبح. |
Ben de FedEx paketine yüz tane akrep koydum. | Open Subtitles | هو طلب ذلك , فوضعت 100 عقرب في مغلف فيدكس |
11 yönünde, ateş! | Open Subtitles | هذا هو إتجاه عقرب الساعة الحادية عشر أطلق النار |
Saatte sadece saniye kolu vardı ve bir dakikaya ayarlıydı. | Open Subtitles | ساعة مع عقرب ثواني دقاق "و مسمار موجه نحو "12 |
Ya ateşin ortasında bir akrebin kendini sokup öldürüşü? | Open Subtitles | أو عقرب بضربة الشمس لسع نفسه إلى الموت ؟ |
Akrep: "Elimde değil, n'apayım, ben akrebim." demiş. | Open Subtitles | ... قال الضفدع ... لم أستطع منع نفسي ... أنا عقرب .. |
Birçok oyundakinin tersine, oyun Saat yönünün, tersine ilerleyecektir.. | Open Subtitles | الآن، في أوّل العديد مِنْ التجاعيدِ، اللعبة سَتَمْضي بعكس عقرب الساعة. |
Eğer bu şehri bilmeseydim, bunun akrep sokması olduğunu söylerdim . | Open Subtitles | وإن كنت لا أعرف كثيراً، فسأقول أنها لدغة عقرب |
Evet. Bu fıkrayı bir akrep ve bir deli olarak dinlemiştim. | Open Subtitles | أجل، سبق لي أن سمعتها لكن بين عقرب وضفدع |
Bildiğim kadarıyla, kara saldırı gücü olan 12 akrep füzesi var. | Open Subtitles | على حسب علمي، فلابد أنها صواريخ ارضية و12 عقرب |
Yarın ya da öbür gün değil, akrep buraya gelmeden önce. | Open Subtitles | ليس غدا , وليس ما بعد غد بل قبل أن يصل عقرب الساعة إلى هنا |
Peki! Eminim oradakiler için... akrep yada yılan ısırığı gibi durumlarda faydam olur. | Open Subtitles | حسنا سوف أتاكد من انه لدغ أحدهم عقرب أو ثعبان سوف يتم الاعتناء بهم |
kızınızın ona bir akrep gibi göründüğünü, bir şekilde , kaçmayıp kurtulmasaydı, zehirleyeceğini itiraf etti. | Open Subtitles | كان أعتراف أبنتك مثل عقرب لاسع حياة من لكن تلك الرحلة التي منعتها |
1.80'lik bir akrep karşısında her türlü yardıma ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | أجل ، إن كنا نتعامل مع عقرب بطول ستة أقدام فنحن بحاجة لأية مساعدة ممكنة قدر الإمكان |
Çılgın kaplumbağa Saat 11 yönünde. | Open Subtitles | انتباه سلحفاة متوحشة على اتجاه عقرب الساعة 11: 00 |
akrep ve yelkovan hareket edecek ama saniye kolu etmeyecek. | Open Subtitles | عقارب الساعة والدقيقة سوف تتحرك، باستثناء عقرب الثانية. |
12 ile akrebin ortası güneydir. | Open Subtitles | نصف الطريق بين عقرب الساعة والثانية عشر هو الجنوب |
Ben bir avcıyım, bir akrebim. | Open Subtitles | أنا بندقية. أنا عقرب. |
nazikçe başlıyoruz, Saat yönünün tersine dönüyoruz. | Open Subtitles | وتبدأين في تدليكه بعكس دوران عقرب الساعة. |
Evet. Sen akrepsin. Kesinlikle şaşmam. | Open Subtitles | انت عقرب بالتأكيد اشعر بهذا طوال الوقت. |
Bu firavunlar dönemi öncesine ait, Zekhen'lerin kutsal altın akrebi. | Open Subtitles | انه عقرب ذهبى مقدّس من عصر زيكنز, سلالة ما قبل الفراعنة |
Saatin akrebini güneşe çevirdim, akreple 12 arasındaki açıyı ikiye bölerek doğuyu tespit ettim. | Open Subtitles | لقد وجّهتُ عقرب الساعة إلى الشمس، وقسّمتُ الزاوية بين اليد والساعة الـ12 لإيجاد الجنوب. |
Sağa sola dede saatleri gibi sallanıyor. | Open Subtitles | نوع قديم من ساعات الحائط حيث يحل محل عقرب الثوانى ذراع تتأرجح يميناً ويساراً وتسمى الرقاص |
Mesela yelkovan 12'ye gelene kadar nefesimi tutmak sadece iyi şans getirsin diye. | Open Subtitles | مثل حبس أنفاسك حتى يصل عقرب الساعة الثاني لـ12؟ فقط من أجل الحظ السعيد؟ |
Verileri, yelkovanın hareketine şifreleyeceğiz. | Open Subtitles | هو تشفير البيانات في حركة عقرب ثواني الساعة. |