| Neden hala karım dediğimi bilmiyorum. Yalan söylüyor ya ada aklını kaçırmış olmalı. | Open Subtitles | اٍننى لا أعرف لماذا لا زلت أقول زوجتى اٍنها تكذب أو فقدت عقلها |
| Tomoko'nun yanındaki kız, o ölürken aklını kaybetmişti, değil mi ? | Open Subtitles | الفتاة التي كانت مع توموكو فقدت عقلها ، أليس كذلك ؟ |
| Tabi ki, şimdi akıl hastanesinde, ve beyni lapa gibi. | Open Subtitles | بالتأكيد إنها بدار للعجزة الآن و عقلها أصبح بلا فائدة |
| Kathy'nin Aklı da onu bu boş arayışa teşvik etti. | TED | خدعها عقلها في البدء في ملاحقة هذه الحملة الميئوس منها. |
| - Sadece aklına girmek düşündüğümden daha fazla güç gerektiriyor. | Open Subtitles | إنه فقط يأخذ سحراً أكثر مما اعتقدت للدخول إلى عقلها |
| Zihni kendini güvende hissettiğinde tekrar gerçeği görmeye başlayacak. | Open Subtitles | ستبدأ رؤية الواقع مجدداً عندما يشعر عقلها بالأمان. |
| Şu sıska orospu iki davanın bağlantılı olduğunu anlamıyorsa kafayı sıyırmıştır. | Open Subtitles | تلك العجفاء فقدك عقلها إذا لم تعتقد أن هاتين الحالتين مترابطات |
| Bana yardım etmek istediğini sanmıştım ama meğerse tamamen aklını kaçırmış. | Open Subtitles | ظننت بإنّها تحاول التواصل معي ولكن اتّضح بأنّها قد فقدت عقلها |
| Eğer aklını kontrol etmek istiyorsan, vücudunu kontrol etmen lazım. | Open Subtitles | إذا أردت السيطرة على عقلها يجب عليك السيطرة على جسدها |
| Delirip delirmediğini merak ediyordu, veya aklını kaçırdığını. | TED | و تسألت إذا كانت على طريق الجنون. أوأنها تفقد عقلها. |
| Öldüğünde orada yanındaydı. aklını kaybettiği gün o gündü. | Open Subtitles | لقد كانت معه هناك حين مات و حينئذ فقدت عقلها |
| Kızın aklını, ruhunu almış Allah bilir daha nelerini de- Aynı diğerleri gibi. | Open Subtitles | . لقد استولى على عقلها , وروحها نحن نعلم هذا . تماما مثل الآخرون |
| Eğer o stager'ın dünyasının, gerçek olduğuna inanıyorsa o zaman nazari olarak, onun beyni onun vücudunu inandırabilir ki.. | Open Subtitles | اذا صدقت ان عالم ستيرجر حقيقى فنظريا عقلها سيقنع جسمها |
| Aklı yaşadığı duygusal travma nedeniyle acıyı fiziksel hale getiriyor | Open Subtitles | عقلها مشوّش بسبب الصدمة العاطفية لذلك يحوِّلها إلى صدمة جسدية |
| İstediğim son şey onun aklına daha da çılgınca fikirler sokman. | Open Subtitles | انظري اخر شيئ اريده منك ان تضعي هذه السخافات في عقلها |
| Üzgünüm ama Zihni şu an çok kalabalık tamam mı? | Open Subtitles | أنا آسف، لكنّ عقلها غير مرتب الآن، حسنٌ؟ |
| "Söyleyiş tarzınızdan." Kadın kafayı yemişti. | Open Subtitles | لقد فقدت عقلها وكانت هذه هي المقابلة الأولى والأخيرة |
| Acaba önce hangimizi öldürmeye çalışacak? Sen onun kalbini kırdın, ben... zihnini. | Open Subtitles | أتساءل من منّا ستحاول قتله أوّلًا، أنت حطّمت فؤادها وأنا حطّمت عقلها. |
| Bütün gece ayaktaydı, ve beynini benim anlayamacağım şeylerle dolduruyordu. | Open Subtitles | تبقى طول الليل، تملأ عقلها بأشياء لا أستطيع أن أفهمها. |
| Kognitif patern tanımlama programı Kafasında neler olduğunu bize söyleyebilir. | Open Subtitles | ربّما يخبرنا برنامج تمييز الأنماط الإدراكيّة بما يدور في عقلها |
| Tabi ki, aklında başka şeyler de olabilir, | Open Subtitles | بالطبع، ربما كان لديها أشياء أخرى في عقلها |
| Ve o şey de onun zavallı küçük beyninde hasara yol açıyor. | Open Subtitles | وسينعكس تدميرياً، على عقلها الصغير المسكين. |
| Kafatası iki yerden delinmişti ve polisler oraya vardıklarında beyninin çoğu yere akmıştı. | Open Subtitles | وكانت جمجمتها مثقوبة بمكانين، وعندما وصلت الشرطة إلى هناك، معظم عقلها قد تناثر في أرجاء المكان |
| Hayatının son döneminde büyükannem tüm dünyanın kendi zihninde çalıştığına inanmıştı. | Open Subtitles | في نهاية حياة جدتي تخيلت ان اعالم كله كان يعمل معها في عقلها |
| Bunun onu zehirledğini düşünmüş, ve sonrada kendi beyin gücüyle alternatif tedavi uygulamaya karar vermiş. | Open Subtitles | فقد كانت تعتقد أنه يسمم جسدها و قررت أن تؤمن بقوة عقلها بوسائل علاج بديلة |
| Kanser hemen vücuduna ve beynine yayıldı, altı ay sonra da vefat etti. | TED | سرعان ما سيطر على عقلها و جسدها و وافتها المنية بعد ستة أشهر. |