| Beni dinleyin, çocuğun gitmesine izin verin. Onun bu işle bir ilgisi yok! | Open Subtitles | أصغيا لي، اتركا الفتى يذهب فلا علاقة له بهذا |
| Lütfen onu öldürme. Onun bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | أرجوك لا تقتله، لا علاقة له بهذا |
| Hak edip etmemekle bir alakası yok. Zamanı gelmişti, o kadar. | Open Subtitles | الإستحقاق لا علاقة له بهذا لقد حانت ساعته ، هذا ما في الأمر |
| Ya Tanrı yeteneğini kaybetti ya da bunun Tanrı'yla bir alakası yok. | Open Subtitles | -إما فقد قدرته، أو أن الرب لا علاقة له بهذا |
| Hadi ama Onun bununla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | حسناً، هيا، لا علاقة له بهذا |
| Onun bununla bir ilgisi yok. | Open Subtitles | لا علاقة له بهذا |
| Kellesi gitmeli. Marlo mu, Marlo'nun bununla alakası yok. | Open Subtitles | سيموت - مارلو) ، (مارلو) لا علاقة له بهذا) - |
| Onun bu işle bir ilgisi yok. | Open Subtitles | لا علاقة له بهذا . |
| Bunun onunla bir alakası yok. | Open Subtitles | لا علاقة له بهذا. |
| Scott Galloway'in muhtemelen bu olayla bir alakası yoktur. | Open Subtitles | "سكوت غالاواي " ربما لا علاقة له بهذا |
| Onun bir alakası olmadığını söylemiştim. | Open Subtitles | أخبرتكِ أن لا علاقة له بهذا |
| Onun bununla alakası yok. Tabi ki alakası var John. | Open Subtitles | ـ لا علاقة له بهذا ـ بالطبع يا (جون) |