İnternette haber sitelerinin gazetecilere görüntülenme başına bonus verdiğini biliyor musun? | Open Subtitles | تعلمين أن هناك صحف إلكترونية تعرض على صحفييها علاوات مقابل عدد المشاهدات؟ |
Adamlar, ikramiye olarak kendilerine 24 milyon ödediklerini güzelce örtbas ediyorlar. | Open Subtitles | زانداك يقوم بإخفاء الأربعة وشعرون مليون بعناية في علاوات هؤلاء الرجال يقومون بدفع رواتبهم بأنفسهم |
Yeni çalışanıma zam veremezdim ama ortaklar, oğluma verdiğim hediyeye bir şey diyemezler. | Open Subtitles | ربما لن يمكنني إعطائك أية علاوات ولكن لا يستطيع الشركاء قول أي شيء بخصوص ما يعطيه الأب لإبنه |
Para olarak prim mi? | Open Subtitles | ، علاوات نقديه؟ |
Herhangi bir Noel ikramiyesi olmayacak. | Open Subtitles | لن يكون هناك علاوات عيد الميلاد |
Ayrıca imzalama primi, şirket arabası kullanımı, giderlerin için hesap, vs. vs. vs. | Open Subtitles | هناك أيضاً علاوات مقدمة إستخدام سيارة الشركة حساب النفقات، .. |
Bonuslar, terfiler. | Open Subtitles | علاوات , ترقيات |
Beyaz Saray'da yılbaşı primleri iyi, anlaşılan. | Open Subtitles | البيت الأبيض يَعطي علاوات عيد الميلادِ الحلوّةِ هذه سَنَةِ |
Tatil bonusları ve kötü balık ve patates yüzünden diye biliyorum. Çok şirin. | Open Subtitles | شيء يتعلق عن علاوات إجازات وسمك وبطاطا سيء |
Noel ikramiyeleri. Büro ilişkileri. Kafein. | Open Subtitles | علاوات عيد الميلادِ، سياسة المكتبِ، الكافايين، الأدرينالين، |
Ama çok güzel bonus paketlerimiz var. | Open Subtitles | لكـن لدينـا نظـام علاوات رائـع |
Orada da bonus yazıyor. | Open Subtitles | مكتوب علاوات هنا. |
Büyük ikramiye, yatırım bankacıları, harika adamlar. | Open Subtitles | إنهم رائعون جدا. مستثمرون في البنوك أصحاب علاوات ضخمة. |
- Ve 3 ay sonra da ikramiye. | Open Subtitles | و بعد ثلاثة شهور , سيعطونى علاوات |
ikramiye de verir mi acaba? | Open Subtitles | اى علاوات سيعطينى؟ |
Az bir maaşla geçinip, terfi ve zam... almak için kötü adamları kovalarlar. | Open Subtitles | راتب مثير للشفقة، و يتوجب عليهم أن يمسكوا الحثالة لكي يحصلوا على علاوات و ترقيات |
Bu aslında daha çok, sayısal değerler atadığım kimin zam, tatil hakkı ve benim saygımı kazanacağına karar verdiğim bir sistem. | Open Subtitles | انها اشبه بقائمة حيث اعين قيما رقمية لأحدد من يحصل على علاوات و وقت إجازة |
Bir şeyler başarıyormuş gibi bir havadayız ama noel ikramiyesi bile veremiyoruz. | Open Subtitles | سئمت من العيش في الوهم بأننا سنصل لمكانة... حيث لا نستطيع أن نوزع... فيها علاوات عيد الميلاد. |
Yılbaşı primi işinize yarayacaktır, sanırım. | Open Subtitles | ألست محظوظاً؟ علاوات عيدالميلاد في الأرجاء على ما أتوقع |
James, teşvik değil onlar. Bonuslar. | Open Subtitles | (جيمس)، ليست حوافز، إنها علاوات. |
"Form primleri", "düşen faydalar". | Open Subtitles | "علاوات اللياقة البدنية" "الإمتيازات المقلصة" |
Bu da zamları, bonusları getirir. | Open Subtitles | هذا يعني علاوات ,زيادات |
Noel ikramiyeleri ya da cinsel taciz gibi. | Open Subtitles | مثل علاوات الكريسماس او التحرش الجنسي |