İlk toplantıma hazırlanırken büyükannemin bana öğrettiği bilgeliği düşündüm. | TED | لذا بينما كنت أستعد لأول اجتماع بلدي لي، لجأت إلى بعض الحكمة التي علمتني إياها جدتي. |
En kötü anlarımda annemin öğrettiği bir duayı okurdum. | Open Subtitles | و عندما أشعر بسوء شديد لدي صلاة علمتني إياها أمي |
Onların yaşamlarında aynı zaman da benimkinde de, aktif mevcudiyeti var. Ağabeyime ve bana öğrettiği değerleri, tutkuyu, doğruluğu, kendine güveni, azmi, onlara da aşılıyor. Ve bunların hepsini, sadece bir büyükannenin verebileceği koşulsuz bir sevgiyle donatıyor. | TED | أن لها وجود نشط في حياتهن، وكذلك حياتي، وتغرس فيهن نفس القيم التي علمتني إياها وأخي: أشياء مثل التراحم، والنزاهة، الثقة، والمثابرة. وكل ذلك أُختتم بحب غير مشروط تسطيع فقط الجدة تقديمه. |
Bu büyük annemin öğrettiği bir numara. | Open Subtitles | إليكِ خدعة صغيرة علمتني إياها جدتي |
Onun hakkında bir kitap yazdım ve bunu çizdim. Ruby bana çok şey öğretti. | TED | ثم ألفت كتاباً حولها ووضعت رسومات فيه والأشياء التي علمتني إياها روبي كانت على هذا الشكل. |
Ama dinle, işin aslı bunu bana annem öğretti ve örgü beni rahatlatıyor. | Open Subtitles | الحقيقة أن أمي علمتني إياها ..والحياكة تهدئ أعصابي |
Dur, dur. Bana büyükannemin öğrettiği bir numara göstereceğim sana. | Open Subtitles | ها هي, سأريك حيلة علمتني إياها جدتي |
Kusura bakma. Bu nabız işi de Jenna'nın öğrettiği bir başka şeydi. | Open Subtitles | آسف ، إن مسألة النبض هذه هي خدعة صغيرة أخرى علمتني إياها (جينا) |
Bana öğrettiği şarkıların sözleri. | Open Subtitles | كلمات كل أغنية علمتني إياها |
Nigar Kalfa öğretti bana, ezber. | Open Subtitles | علمتني إياها "نيغار كالفا" |
Grace adlı bir kadın öğretti. | Open Subtitles | امرأة تدعى (جريس)، علمتني إياها. |