Antik Yunanlılar, bu tip bilimsel modelleri kuran ilk insanlardı. | Open Subtitles | اليونانيون القدماء كانوا أول من قام ببناء هكذا نماذج علميّة |
Harika gitmesi gerekiyordu. bilimsel olarak gidiyordu da. | TED | والذي كان يجب أن يسير بشكل رائع. وهو ما حدث بالفعل، من وجهة نظر علميّة. |
Ayrıca kurucuların tümünün bilimsel derecesi bulunmuyor. | TED | وبالمناسبة، ليس كلّ مؤسّسيها من أصحاب درجاتٍ علميّة في الأحياء. |
Günlük yaşamda bilimsel yöntemleri tereddüt etmeden kullanan birisiniz. | Open Subtitles | رجل بدون شك يستخدم طرق علميّة في عمله بشكل يومي |
Türlerin Kökeni'nin, kendisine, tarihteki sınıf mücadelesine dair doğal bir bilimsel dayanak verdiğini iddia etti. | Open Subtitles | إدّعى أنّ أصل الأنواع قدّم له قاعدة علميّة طبيعيّة لصراع الأصناف في التاريخ. |
Ayrıca, bilimsel gerçeğin peşinde kendini tehlikeye atarken korkusuzdu, hatta ölüm riskini alırken bile. | Open Subtitles | كان أيضاً لا يخشى تعريض نفسه للخطر حتى المُخاطرة بحياته في سبيل حقيقة علميّة. |
Şimdiye kadar yapılmış bilimsel inşa enstrümanı | Open Subtitles | إنها من المُحتمل جداً أن تكون أكثر أداه علميّة تم بناؤها تطوُّراً. |
Bir haftayı geride bırakmanın ne kadar alkol tükettiğinle doğrudan alakalı olduğuna dair hiçbir bilimsel dayanağı olmayan bir teorim var. | Open Subtitles | أعرف نظريّة غير علميّة من شأنها أن تنسيك أسبوعاً متعلقاً باستهلاكك للكحول |
bilimsel merakını gidermek amacıyla kızını bir orman canavarıyla beraber büyütür müydün? | Open Subtitles | هل كُنت ستُربّين ابنتك رُفقة وحش من الأدغال من أجل إنجاح تجربة علميّة. |
50 yıldır ortada olan bilimsel bir soruydu bu. | Open Subtitles | ذلك قد كان مسألة علميّة وهذا ما كان هناك لأكثر من 50 عاما. |
Bu kişinin yüksek bilimsel yeteneğe ve son teknoloji gen dizicisine ihtiyacı var. | Open Subtitles | هذا الشخص سيحتاج لكفاءة علميّة عالية وولوج إلى أحدث مُنظِمات المورّثات. |
Dur! Bunlar bilimsel sorular. | Open Subtitles | ــ توقّف , توقّف , توقّف ــ لا , هذه أسئلة علميّة |
Diyor ki; "Bunlar, gerçek zeka değeri olan bilimsel araştırmalar." | TED | و يقول:" إنّها أبحاث علميّة ذات قيمة فكريّة حقيقيّة." |
9. ve 12. yüzyıllar arasında, Bağdat, Şam, Kahire ve Kurtuba'da bilimsel bilgide büyük bir sıçrama gerçekleşti. | Open Subtitles | حدثت قفزة علميّة عظيمة "في "بغداد" و "دمشق "و "القاهرة" و "قرطبة لذا أريد أن أكشف هذا التاريخ الدّفين |
Kimsenin önemsemediği saçma bilimsel şeylerle dolu. | Open Subtitles | .و هو مليئ بأشياء علميّة التي لا يهتم بها أحداً... |
Noel Baba ya da yer çekimi gibi bilimsel bir gerçek olsun, beyinlerimiz inanacak birşeyler olduğunda bizi ödüllendirir. | Open Subtitles | "سواءً كان "سانتا كلوز ، أو حقيقة علميّة كالجاذبيّة . عقولنا تجازياً شعورياً حينما نصدّق |
bilimsel düşün, tanı değişkenleri. | Open Subtitles | حسناً، فكّر بطرية علميّة |
Bağımsız bilimsel analizler yaptılar. | Open Subtitles | يجرون تحاليل علميّة مستقلّة |
Benzersiz bilimsel nitelikleri olan özel bir adaya. | Open Subtitles | جزيرة مميّزة... لها خواص علميّة فريدة |
bilimsel bir deney kötü mü gitti? | Open Subtitles | تجربة علميّة فاشلة؟ |