Bugün büyük veri yaklaşımı ekonomimizin büyük sektörlerini dönüştürüyor ve aynı şeyi biyoloji ve tıp alanında da yapabilir. | TED | اليوم، أساليب البيانات الضخمة تحول حتى أكبر القطاعات في اقتصادنا، ويمكنها عمل نفس الشيء في علم الأحياء والطب كذلك. |
biyoloji, hepimizin öleceğini söylüyor, ...ve din de, hiç kimsenin masum olmadığını. | Open Subtitles | علم الأحياء يخبرنا كلنا نموت، وذنب أصلي يخبرني ليست لا أحد بريء. |
Matematikte bir sene öndeyim şu an. İleri biyoloji alıyorum. | Open Subtitles | إنّي متقدّمة بعام في الرياضيّات الآن وأدرس علم الأحياء التأهيلي |
Bütün bu biyolojinin harika tarafı, aynı zamanda olağanüstü bir ölçek ekonomisini yansıtmasıdır. | TED | لذلك ,الشيء الأجمل إطلاقاً في علم الأحياء هو:أنها تعبر عن ميزان اقتصادي استثنائي |
Bu teorik biyoloji değil. Bu baskı biyolojisi. | TED | هذا ليس علم الأحياء النظري. هذا طباعة علم الأحياء. |
Daha hayatla barışık bir şey aradılar ve bunu biyolojide buldular. | Open Subtitles | لقد تلوث هذا المجال.فأرادوا مجالاً باعثاً للحياة ووجدوه في علم الأحياء |
Neyse. Neyse. Demek istedigim biyolojiyi yenmek için ari gibi çalişiyoruz. | Open Subtitles | الدعوى، دعوى نحن فقط من الرجال الذين يحاولون تعلم علم الأحياء |
Harvard'da biyoloji öğrettiğim 41 yıl boyunca, maalesef, çok zeki öğrencilerin, akademik kariyer olasılığına ve hatta zorunlu olmayan bilim dersleri dahi almaya, başarısızlık korkusu yüzünden sırt çevirdiklerine tanık oldum. | TED | خلال 41 عاما من تدريس علم الأحياء في جامعة هارفرد، رأيت بحزن الطلاب العباقرة يُبعَدون عن مهنة علمية محتملة أو حتى أخذ المواد الإختيارية في العلوم لأنهم كانوا يخافون من الفشل. |
Aralarından birkaçı, evrimsel biyoloji üzerine verdiğim dersi alıyordu. | TED | والبعض منهم كانو طلاب عندي في مادة علم الأحياء التطورية. |
Bunu da biyoloji değil, anayasa sağlıyordu. | TED | وأنه كان ناتجًا عن الصحة الجسدية وليس علم الأحياء. |
Bir uzmanlık alanı seçeceğim zaman Pekin'de Peking Üniversitesi'nde biyoloji bölümünü seçtim. | TED | عندما حان الوقت لاختيار مجال الدراسة، اخترت دراسة علم الأحياء في جامعة بكين في مدينة بيجين. |
Dünyadaki canlı bolluğunun arasında ekstremofiller ya da ekstrem koşullarda yaşamayı seven canlılar olarak bilinen bir organizma grubu var. Belki lisedeki biyoloji derslerinden hatırlarsınız. | TED | من بين الكائنات الكثيرة على الأرض، هناك مجموعة فرعية تسمى أليفات الظروف القاسية، أو محبات الظروف القاسية، إن كنتم تذكرون دروس علم الأحياء في الثانوية. |
Eski bir biyolog olarak, hemen gerçek bir biyoloğu aramaya karar verdim; Princeton Üniversitesi'nde biyoloji ve Matematik profesörü olan arkadaşım Simon Levin'i. | TED | كعالم أحياء منقطع، قررت الاتصال فورا بعالم حقيقي، صديقي سيمون ليفين، أستاذ علم الأحياء والرياضيات في جامعة برنستون. |
Her yeni doğan bir kar tanesi gibi tektir. biyoloji, soy ve gizemin eşsiz bir karışımı. | TED | كان كل مولود جديد مثل ندفة ثلج وحيدة، خليط لا مثيل له في علم الأحياء والأصل العرقي والغموض. |
Ama bu altyapı içerisinde biyolojinin itici gücünün gerçekten evrimden geldiğini hatırlamak zorundayız. | TED | ولكن خلال تلك البنية الأساسية، علينا أن نتذكر أن القوة الدافعة فى علم الأحياء تأتى فى حقيقة الأمر من التطور والارتقاء. |
Bütün bunlar, biyoloji'nin temelinde yatan moleküler programlar olduğunu, biyolojinin bu moleküler programların gücünü gösteriğini işaret ediyor. | TED | لذلك, كل هذا يشير إلى وجود برامج جزيئية لتأسيس علم الأحياء, وعلم الأحياء يدل على قوة هذه البرامج الجزيئية. |
Sen yaratıcılık yazarken, bende deniz biyolojisi okuyabilirim... | Open Subtitles | تستطيع دراسة الأدب وأنا أدرس علم الأحياء المائيه |
Üreme biyolojisi ve gen değiştirme. | Open Subtitles | في علم الأحياء التناسلي والتعديل الجيني. |
Ama doktora sonrası eğitim bursunu tamamladı moleküler biyolojide, genetikte... | Open Subtitles | لكنه أجرى دراسة فوق الدكتوراه في علم الأحياء الجزيئي والجينات |
Öyleyse bunu yapmadan önce, bir şekilde biyolojiyi yerli yerine koymak istiyorum. | TED | لذا وقبل أن نخوض فى ذلك، أريد أن أضع علم الأحياء فى مكانه الصحيح نوعا ما. |
Soldaki grafik biyolojiye örnek ve kal atış fonksiyonu. | TED | على اليسار يظهر معدل نبضات القلب من ناحية علم الأحياء |
Ve son olarak vermek istediğim mesaj şu ki, bilinç bilimsel analize konu olan diğer bütün biyolojik olgular gibi, ve hatta bilimin geri kalanı gibi gerçek bir biyolojik olgu olarak kabul edilmelidir,. | TED | و الرسالة التي أريد أن أترككم معها هي: يجب على الوعي أن يصبح مقبولاً كظاهرة بيولوجية صريحة خاضعة للتحليل العلمي مثلها مثل أي ظاهرة أخرى في علم الأحياء أو حتى في بقية العلوم الأخرى |
Zaten saat geç oldu yarın bioloji sınavımız var. | Open Subtitles | وأنا متأخرا، على أي حال، وغدا لدى أمتحان فى علم الأحياء. |
George sadece ünlü bir deniz biyoloğu değil aynı zamanda senin kadar kaçık. | Open Subtitles | جورج ليس فقط العالم الشهير في علم الأحياء البحرية إنهُ غريب الأطوار مثلكَ |
Tekrar edecek olursak, bu bizim biyolojiden sahip olduğumuz şeydir. | TED | واذا ماقمنا بسرده في علم الأحياء , ولكن فقط للإعادة |
Buradaki güneş balığı gibi hayvanların temel biyolojileri bizim lehimize çalışmaktadır. | Open Subtitles | هنا، علم الأحياء الأساسي لهذه الأنواع من الحيوانات |