dedi. Şu anda, Güney Afrika Astronomik Rasathanesi, Gelişim için astronomi Ofisi'nde çalışıyorum. | TED | الآن، أنا أعمل في المرصد الفلكي لجنوب أفريقيا، في مكتب علم الفلك للتنمية. |
İnkalar, astronomi, tıp ve matematikte diğerlerinden daha çok bilgiye sahipmişler. | Open Subtitles | شعب إنكاس كان عنده معرفة عالية فى علم الفلك والطب والرياضيات |
Örnek olarak Yochai'nin bahsettiği Astronomiyi düşünün. | TED | على سبيل المثال خذ علم الفلك الذي ذكره يوكاي في محاضرته |
Termonükleer astrofizik konusunda ne zaman bir uzman olup çıktınız? | Open Subtitles | مُنذُ متى أصبحت خبيراً بفيزياء علم الفلك للطاقة النووية؟ |
Karanlık enerjinin astronomiden elde ettiğimiz değerden gücü 10 olandan 120 kat daha güçlü olmalı. | TED | ستجد أن الطاقة المظلمة لابد أن تمثل 10 من الطاقة إلى 120 مرة أقوى من القيمة التي نرقبها من علم الفلك. |
Orada keşfedeceği şey, astronomideki en merkezi inançlardan birini sarsacaktı. | Open Subtitles | وما ستكتشفه هناك سيتحدى أحد أهم المعتقدات في علم الفلك |
Ama benim gerçekten ilgilendiğim hiç bir dersleri yok, özellikle astronomi. | Open Subtitles | لكن ليس لديهم الصفوف التي أهتم بها حقاً خصوصاً علم الفلك |
Neyse ki, bütün radyo astronomi alanı gökyüzünde parlak radyo sinyalleri olduğu bilgisine dayanıyor. | TED | ومن حسن الحظ، أن مجال علم الفلك الراديوي بالكامل مبني على حقيقة أن هناك إشارات راديو مشرقة في السماء. |
Cevap, Radyo astronomi bilimidir. | TED | حسننا, الإجابة هي أنه علم الفلك الراديوي. |
Bu, astronomi tarihinde üzerinde en çok çalışılan olay oldu. | TED | وأصبح ذلك الحدث الأكثر دراسة في تاريخ علم الفلك. |
Ben de Astronomiyi severdim ve sınıfa girdiğimde her şey... 3 üzeri 2'nin pi'nin kareköküne eşit olması gibiydi. | Open Subtitles | أنا أيضاً كنت أحب علم الفلك كان الأمر أشبه بــ... كل شيء كان يشبه النسبة بين محيط الدائرة و قطرها |
Astronomiyi bilen bir tek benim sanırdım. | Open Subtitles | إعتقدت بأني الوحيد الذي يعرف علم الفلك |
Ne zaman termonükleer astrofizik uzmanı oldun? | Open Subtitles | مُنذُ متى أصبحت خبيراً بفيزياء علم الفلك للطاقة النووية؟ |
Hakkında bilgili olduğum, daha değişik bir konudan astronomiden bahsetmek istiyorum. | TED | أريد التحدث عن شيء مختلف بعض الشيء, شيء أعرف عنه أكثر من الموضوع السابق وهو علم الفلك. |
Bu rakam, astronomideki tüm rakamlardan daha büyük. | TED | هذا الرقم أضخم من أي رقم آخر في علم الفلك. |
1986'da, Vatikan'da bir kozmoloji konferansına katıldım. | Open Subtitles | في عام 1985 حضرت مؤتمر عن علم الفلك (في (الفاتيكان) في (روما |
Bu veriyi sese dönüştürme kabiliyeti, astronomiye muazzam bir dönüştürme gücü verir. | TED | هذه القدرة على تحويل البيانات إلى صوت تمنح علم الفلك قوة هائلة من التحول. |
Çünkü uzay kampına gittiğimden beri astronomiyle ilgilenirim. | Open Subtitles | لأنّي أحببتُ علم الفلك منذُ أن زرتُ سفينة فضاءٍ. |
Ve bence astronomide sesin kullanımı, bunu başarmamıza ve bilime katkı sağlamamıza yardım ediyor. | TED | وأنا أعتقد أن استخدام الصوت في علم الفلك يساعدنا على تحقيق ذلك والمساهمة في العلم. |
Aslına bakarsanız modern astronominin en büyük başarılarından biri, bizi oluşturan atomların nasıl bir araya geldiğini anlamasıdır. | TED | في الواقع، أود أن أقول أن أحد أعظم الإنجازات في علم الفلك المعاصر هو فهم كيف تم تجميع ذراتنا. |
Bu öğrenciler radyoastronomi ve selenleme metotlarını öğrenerek taçküre kütle atımı olarak bilinen, güneşten gelen büyük enerji atımları gibi astronomik olayları çalışabilecekler. | TED | هؤلاء الطلاب سوف يتعلمون علم الفلك الراديوي، وسوف يتعلمون أساليب الصوتنة لدراسة الأحداث الفلكية مثل انبعاثات الكتل الضخمة من الطاقة من الشمس، والمعروفة باسم الانبعاث الكتلي الإكليلي. |