Ve dergi 2010 yılında halka açık olarak bu makaleyi geri çekti. | TED | وبالفعل تراجعت المجلة علنيًا عن هذا المقال في عام 2010. |
Noel Balosuna birlikte gitmek, ilişkimizi toplum onayına açık hâle getiriyordu ve kendimi dünyadaki en şanslı kızmışım gibi hissediyordum. | TED | ذهابنا سويًة لرقصة عيد الميلاد كان تأكيدًا علنيًا على علاقتنا. وشعرت بأنّني الفتاة الأكثر حظًا في العالم. |
Sonra müzayede evine gidip HR'den birinin açık arttırmaya çıkardığı belirli yüksek fiyatlı bir ürünü satın almaya gidiyor. | Open Subtitles | ثم يرأس مزادًا علنيًا يقوم فيه بعرض قطعة محددة غالية الثمن... قطعة يُرسَى المزاد فيها على مشترٍ تابع لـ "الموارد البشرية" |