Ne sanıyorsun? Tess'in kanepede uzanmış seni beklediğini falan mı yoksa... | Open Subtitles | ما رأيك أن تيس أنتظرك مريح على أريكة في الملابس الداخلية؟ |
Benim büyük fikrim bana kanepede otururken geldi. | Open Subtitles | فكرتي الكبيرة جائتني وأنا جالس على أريكة فقط. |
İhtar üzerine 6 saat içinde bir ülkeyi terk etmenin ve birinin kanepesinde kalakalmanın nasıl bir şey olduğunu biliyorum. | TED | أعرف كيف يبدو ترك بلدك بعد إشعار ست ساعات لينتهي بك المطاف على أريكة شخص ما. |
Şimdi sadece gelininin kanepesinde uyuyan yaşlı bir kadın o. | Open Subtitles | الآن هي فقط إمرأة عجوز تنام على أريكة بنتها |
İlk seansta Alex, ofise üzerinde kot pantolon ve bol salaş bir bluzla gelmişti, kendini kanepeye bırakıp ayakkabılarını çıkarmıştı ve bana, erkekler hakkındaki problemlerini konuşmak için geldiğini söylemişti. | TED | دخلت ألكس لجلستها الأولى و هي تلبس الجينز و قميصاً كبيراً فضفاضاً، و ارتمت على أريكة مكتبي و خلعت نعليها ثم قالت لي إنها أتت لتتحدث عن مشاكلها مع الرجال. |
Benim açımdan, koltukta boş boş oturup, bilginin ona küçük bir kutuda gelmesini bekleyen birinin, hareketsizliğinin resmini yansıtıyor. | TED | بالنسبة لي فإنها تستحضر صورًا سلبية عن شخص يجلس بِتَرَاخٍ على أريكة منتظرًا أن تأتي المعرفة إليه في طرد أنيق صغير. |
Yukarıdaki battaniyenin aşağıdaki koltuğun üzerinde ne işi var? | Open Subtitles | ماذا تفعل بطانية من الطابق العلوي على أريكة في الطابق السفلي؟ |
Teneke kutularda konserve fasülye yersin, ...haftanın beş günü ofisindeki kanepede uyursun. | Open Subtitles | تأكل فاصوليا المعلبات وتنام على أريكة مكتبك خمس ليال في الأسبوع |
Sanırım Audrey arka odayı alabilir... ve Henry ile Sarah ortada olanı paylaşabilir ve ben de kanepede uyurum. | Open Subtitles | إذن أعتقد أن أودري ممكن أن تحظى بالغرفة الخلفية و هينري و سارة يتشاركوا في الوسطى و أنا سوف أنام على أريكة متحركة |
Ama şu an first class kısmında olamayız. kanepede olmamız lazım. | Open Subtitles | لن نكون فى الدرجة الأولى سوف نكون على أريكة |
Şimdi Bay Mutlu ile sıkışıp kaldım burda, sikilmiş bir kanepede uyuyorum.. | Open Subtitles | الآن أنا عالق مع العائلة السعيدة، أنام على أريكة لعينة |
Joe'ya gidemiyoruz çünkü hala evini inşa ediyor ve arkadaşının kanepesinde yatıyor. | Open Subtitles | كما ترى لا نستطبع الذهاب إلى منزل جو لأنه مازال يبني منزله و ينام على أريكة صديقه |
Kesinlikle eşcinsel olmayan bir müzisyen benim sevgilimin kanepesinde yatacak. | Open Subtitles | شاب موسيقي ليس شاذا ينام على أريكة صديقتي |
Metroda ya da birinin kanepesinde, ya da bir hastanede Mükemmel Uyku. | Open Subtitles | تعلمون تلك التي أتحدّث عنها، تخلد للنّوم في القطار أو على أريكة أحدهم |
Hâlâ boş yere kız kardeşimin kanepesinde uyuyor muyum? | Open Subtitles | هل لا زلت انام على أريكة أختي بلا سبب ظاهر ؟ |
Bunu bu gece oğluma anlat onu salondaki kanepeye yatırdığın zaman. | Open Subtitles | هلا تقولين هذا لابني الليلة عندما تضعينه لينام على أريكة غرفة المعيشة؟ |
Doldurulmak ve kanepeye oturtulmak istiyorum, bunları sağla ki... | Open Subtitles | ولكيّ أتأكد من ذلك ، أريدهم أن يحنطوني ويضعوني على أريكة الصالة |
Bir koltukta tek başına oturuyordun ve bir köpek başına gelmişti. | Open Subtitles | كنت جالس على أريكة بمفردك و هذا الكلب جاء إليك |
Ben bekâretimi bir puf koltuğun üzerinde kaybetmiştim. | Open Subtitles | لقد فقدت عذريتي على أريكة كيس الحبوب |
Robert ile ben aynı çek-yatta yatardık. | Open Subtitles | وكنت أنام مع روبرت على أريكة قابلة للفتح |
Dışarıda bir dünya sorun yaşanırken, büyük bir keyifle kanepende kıvrılıyorsun! | Open Subtitles | تجلس في نعمة منزلية ...معوجاً على أريكة بينما عالم من المشاكل ! يدور عند بابك |
Bana bir yer bulana kadar bir arkadaşın kanepesine kıvrılırdım. Ama hayır, bu kat değil. | Open Subtitles | أغفوا على أريكة رفيقتي ، تخبرهم بأنهم وجدوني في مكانٍ ما ، لكن كلا ، ليس هذا كثير |
Çünkü senin yüzünden ben de Jules'in koltuğunda şarap içemiyorum. | Open Subtitles | بسببك، لا أستطيع أن أشرب النبيذ على أريكة جولز أيضا |
Evet, belki de ben de uyumak için başka bir kanepe bulmalıyım. Onunla beni burada yalnız bırakmayacaksınız, değil mi? | Open Subtitles | نعم، ربما يجدر بي العثور على أريكة أخرى لأنام عليها أيضا. أنتم يارفاق لن تتركوني هنا وحيدا معه، أليس كذلك؟ |