Bu gerçekten azdan çok varetmenin daha fazla insan için yapılması çünkü bunların hepsi artık uygun fiyatlı tedaviler. | TED | هذا هو حقا الحصول على أكثر من أقل لفائدة الناس أكثر وأكثر لأن أسعار هذه العلاجات كلها معقولة الآن. |
Suçlamalarımın nedeni; birden fazla kanıtın direkt şüpheli olarak sizi göstermesiydi. | Open Subtitles | جميع إتهاماتي كانت تقوم على أكثر من دليل، وجميها تشير إليك، |
Satranç ve ızgaraları açmaktan daha fazlasını yapıyor olman lazım. | Open Subtitles | لقد كانت قادرة على أكثر من لعب الشطرنج وتشغيل الشبكه |
İkiniz de iyi biliyorsunuz, yaban mersinli, enfes bir krepten daha fazlasını yapabilirim. | Open Subtitles | أعتقد أنّ كلاكما مدركان أنني قادر على أكثر من مجرد صنع نسيج البيض |
Sahra Altı Afrika, Afrika'nın güneyinde beş binin üzerinde tıbbi amaçlı bitki çeşidi mevcut ve bunlar işlenmiyor. | TED | تحتوي أفريقيا جنوب الصحراء الكبرى والجنوب الأفريقي، على أكثر من 5000 نوع من النباتات الطبية، غير مُستغَلة. |
Bu tür tilapialar için balıkçılık sürdürüldü ve iyi vakit geçirildi ve Gana'nın ortalamasından daha çok kazanıldı. | TED | ومصايد الأسماك الخاصة بالبلطي قد قوى الكثير من الأسماك وقضت وقتا جيدا وقد حصلوا على أكثر من المتوسط في غانا. |
Üstesinden gelebilirsin. | Open Subtitles | تحصل على أكثر من نفسك كنت هناك ليسرق أسرارهم |
- Yürüyüş en fazla bir saat sürer dediğini sanıyordum. | Open Subtitles | ظننتك قلت أنّ هذا المسير كان ساعة على أكثر تقدير |
Laboratuardaki 20'den fazla farklı hücreye Tümör Tedavi Alanları uyguladık ve hepsinde bu etkiyi görüyoruz. Şimdi önemli olan, | TED | طبقّنا الحقول المعالجة للورم على أكثر من 20 نوعا من السرطانات في المختبر ورأينا هذا التأثير فيهم كلّهم. |
Çoğu insanın alacağı aylık pay, yükselen fiyatlara ödeyeceğinden fazla olurdu. | TED | معظم الناس قد يحصلون على أكثر توزيع أرباح شهري مما قد يدفعون في الأسعار المرتفعة. |
Şahsen ben hayal ettiğimden daha fazlasını becerebileceğimin farkına vardım. | TED | شخصيًا تعلمت.. أني أقدر على أكثر مما تخيلت |
Tüm bunların ötesinde de okyanus yaşamın var olduğu yerler ve alanlar olan Dünya'nın biyosferinin %99'dan daha fazlasını içeriyor. | TED | فوق كل هذا، يحتوي المحيط على أكثر من 99% من المحيط الحيوي للعالم، واليي هي الأماكن التي توجد فيها الحياة. |
daha fazlasını biliyorsan anlatabilirmisin ? | Open Subtitles | فقط نقول لل الحصول على أكثر من ذلك بكثير إذا كنت تعرف؟ |
Sanırım üst raftaki gazetelerin üzerinde bir tane bulabilirsin. | Open Subtitles | أظن أنك من الممكن أن تعثري على أكثر من واحدة عند وكيل الأخبار، على الرف العلوي. |
Mitokondriyal Havva, bilim insanlarının şu anda dünya üzerinde yaşamakta olan tüm insanların bilinen ilk atasına verdiği bir isim. | Open Subtitles | الإسم الذين اطلقه العلماء على أكثر الحفريات قدماً للبشر عاشوا على الارض |
Mitokondriyal Havva, bilim insanlarının şu anda dünya üzerinde yaşamakta olan tüm insanların bilinen ilk atasına verdiği bir isim. | Open Subtitles | الإسم الذين اطلقه العلماء على أكثر الحفريات قدماً للبشر عاشوا على الارض |
Ve unutmayın ki, sadece biraz azdan biraz daha çok varetmek değil. | TED | مع العلم, ليس مجرد الحصول على أكثر بقليل لمجموعه أضافيه قليله |
İtiraf etmeliyim ki, sizin muazzam lütuflarınız hak ettiğimden daha çok. | Open Subtitles | اعترف بان عطاياك لى تسقط على أكثر مما كنت أستحق. |
- Şimdi daha çok var. Öbür tarafta. | Open Subtitles | رقم أنت الآن حصلت على أكثر على الجانب الآخر. |
Bay Darcy'i kaybetmemin Üstesinden gelmiş miydim? | Open Subtitles | هل من أي وقت مضى الحصول على أكثر من فقدان السيد دارسي؟ |
Zor ama Üstesinden geliyorum. | Open Subtitles | من الصعب، ولكن سوف تحصل على أكثر من ذلك. |
Ben bu adamı vurup Üstesinden geleceğim şimdi! | Open Subtitles | أنا ستعمل اجتز هذا الرجل والحصول على أكثر من ذلك مع الآن! |