ويكيبيديا

    "على أمل" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Umarım
        
    • umuyorum
        
    • umuduyla
        
    • İnşallah
        
    • umut ederek
        
    • umuyordum
        
    • Umalım
        
    • Neyse ki
        
    • umuyoruz
        
    • belki
        
    • umuyordu
        
    • umuyorduk
        
    • ümit
        
    • umarak
        
    Umarım, seni burada bir günden fazla tutmak zorunda kalmayız. Open Subtitles على أمل, نحن لا يجب أن نحتجزك لأكثر من اليوم
    - Ona anlaşma bozmak olun. - Umarım, souls'll yayınlanacak. Open Subtitles . أجعله يلغي الصفقة . على أمل أن تتحرر الأرواح
    Umarım işler o noktaya gelmez, ama gelirse bana söz vermeni istiyorum. Open Subtitles على أمل ان لا تقدم عليه، ولكن أن حدث يجب أن تعدني
    umuyorum ki, bir gün yollarımız kesişecek ve bir kap konsantre sütü paylaşabileceğiz. Open Subtitles على أمل أن يلتقي ممرانا ،ذات يوم ونستطيع أن نتقاسم علبة حليب مكثف
    Kız için para bulmak umuduyla, bütün şehri gezmeye başlar. Open Subtitles على أمل الحصول على النقود للفتاه فقد هام فى المدينه
    İnşallah bu da değişecek. Kornea nakli için listede, sıramı bekliyorum. Open Subtitles على أمل أن ذلك سيتغير، أنا على قائمة الانتظار لزرع القرنية
    Ateşi azaltarak, suyun kaynamasını önlemeyi umut ederek. Open Subtitles على أمل تخميد أسفل النار الغلاية لن يغلي اكثر وبعد ذلك؟
    Ve Umarım ki burada olanlar hakkında biraz daha şey öğrenebiliriz. Open Subtitles على أمل أن نكتشف بعضاً من الأحداث الأخرى التي حصلت هنا
    Bu akşam dışarı çıkıyorum ve Umarım yarına kadar dönmem. Open Subtitles أنـا سأخرج الليلة على أمل ألاّ اعود حتى يوم غدٍ.
    Pekala, Umarım bu röportaj birşeyleri az da olsa değiştirebilir. Open Subtitles انى على أمل ان يجلب هذا اللقاء الصحفى بعض التغير
    Umarım erkek olur. Daha sonra istediğiniz kadar kız çocuk yapabilirsiniz. Open Subtitles أوه، أنا على أمل انه ابن يوجد متسع من الوقت للبنات لاحقا
    Telefonum çekmiyor. Umarım burada çalışan bir ev telefonu vardır. Open Subtitles على أمل أن نجد في هذا المنزل هاتفا منزليا يعمل
    Umarım onu kullanmak zorunda kalmazsınız... ...ve nesilden nesile aile yadıgarı olarak kalır. TED على أمل ألا يحدث ما يضطرك لاستخدامه وتورثه لمن بعدك
    Umarım çoğunuz buna yanıt verecektir. TED وأنا على أمل أن الكثير منكم سوف يستجيب لهذا.
    Ama, belki de onun için uygun olduğumu düşündüğünü umuyorum, ...bu yüzden onu anlayabilmem için bana yardımcı olmak isteyebileceğini düşündüm. Open Subtitles ولكن كنت فقط على أمل أنه ربما كنت أعتقد أنني جيد بالنسبة له، و حتى كنت تريد مساعدتي الرقم له بالخروج.
    Kız için para bulmak umuduyla, bütün şehri gezmeye başlar. Open Subtitles على أمل الحصول على النقود للفتاه فقد هام فى المدينه
    İnşallah komisyoncu kabul edebileceğim bir anlaşma yapar hem alıcı hem satıcıları hapse attırmaz. Open Subtitles على أمل سمسار الصفقة حيث يمكنني أن ألتقط المشتري والبائع، وأضعهم في السجن
    Birgün iyi niyetli bir insan olup, katibinin maaşınına 5 şilin zam yapmasını umut ederek. Open Subtitles على أمل يستجمع ما يكفي من النيّة الحسنة ليرفع أجرَ مستخدَمه 5شلنات في السبوع
    Seni buraya getirdim çünkü belki bana biraz yardım edebileceğini umuyordum. Open Subtitles لقد أحضرتكِ إلى هنا على أمل أن تمنحيني القليل من مساعدتكِ.
    Umalım da, bulduğumuz sadece çürümüş cesedi olsun... çünkü senin nişanlını öldürdü. Open Subtitles على أمل , أن نجد فقط جثته المتعفنة جزاءاً على قتله لخطيبك
    Neyse ki tek bir doğru cevabı aramadan vazgeçecekler ve manevi bir çığır açacaklardı. TED على أمل أن يتخلوا عن البحث عن إجابةٍ صحيحةٍ واحدة ويحققوا إنجازًا روحيًا.
    Hastamızın bir kaç hafta içinde ağırlığını taşıyacak konuma gelmesini umuyoruz. Open Subtitles على أمل أن يستطيع المريض حمل جسده في خلال عدة أسابيع
    Ona dostluğumuzu gösterelim, belki böylece bir düşmanımız eksilmiş olur. Open Subtitles دعونا نقدم لها صداقتنا على أمل أن ينقص أعداؤنا واحداً
    Sonra Barack Obama, o da bir fark yaratmayı umuyordu. TED وثم عهد باراك أوباما، على أمل أنه سيجلبُ التغيير معه أيضًا.
    Uyandığımızda işlerin değişeceğini umuyorduk. Open Subtitles على أمل حينما نستيقظ ستصبح الأمور مختلفة
    Ayrıca parayı benim çalmamı ümit ederek, komodinin üzerine bıraktığını biliyorum. Open Subtitles وأعلم أيضًا أنها تركت مال على المنضدة، على أمل أن أسرقه.
    Bir gün benim izlediğimi anlayıp o da bana gülümser diye umarak. Open Subtitles على أمل أن تكتشف في يوم من الأيام أنني أراقبها فتبتسم لي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد