Umarım, seni burada bir günden fazla tutmak zorunda kalmayız. | Open Subtitles | على أمل, نحن لا يجب أن نحتجزك لأكثر من اليوم |
- Ona anlaşma bozmak olun. - Umarım, souls'll yayınlanacak. | Open Subtitles | . أجعله يلغي الصفقة . على أمل أن تتحرر الأرواح |
Umarım işler o noktaya gelmez, ama gelirse bana söz vermeni istiyorum. | Open Subtitles | على أمل ان لا تقدم عليه، ولكن أن حدث يجب أن تعدني |
umuyorum ki, bir gün yollarımız kesişecek ve bir kap konsantre sütü paylaşabileceğiz. | Open Subtitles | على أمل أن يلتقي ممرانا ،ذات يوم ونستطيع أن نتقاسم علبة حليب مكثف |
Kız için para bulmak umuduyla, bütün şehri gezmeye başlar. | Open Subtitles | على أمل الحصول على النقود للفتاه فقد هام فى المدينه |
İnşallah bu da değişecek. Kornea nakli için listede, sıramı bekliyorum. | Open Subtitles | على أمل أن ذلك سيتغير، أنا على قائمة الانتظار لزرع القرنية |
Ateşi azaltarak, suyun kaynamasını önlemeyi umut ederek. | Open Subtitles | على أمل تخميد أسفل النار الغلاية لن يغلي اكثر وبعد ذلك؟ |
Ve Umarım ki burada olanlar hakkında biraz daha şey öğrenebiliriz. | Open Subtitles | على أمل أن نكتشف بعضاً من الأحداث الأخرى التي حصلت هنا |
Bu akşam dışarı çıkıyorum ve Umarım yarına kadar dönmem. | Open Subtitles | أنـا سأخرج الليلة على أمل ألاّ اعود حتى يوم غدٍ. |
Pekala, Umarım bu röportaj birşeyleri az da olsa değiştirebilir. | Open Subtitles | انى على أمل ان يجلب هذا اللقاء الصحفى بعض التغير |
Umarım erkek olur. Daha sonra istediğiniz kadar kız çocuk yapabilirsiniz. | Open Subtitles | أوه، أنا على أمل انه ابن يوجد متسع من الوقت للبنات لاحقا |
Telefonum çekmiyor. Umarım burada çalışan bir ev telefonu vardır. | Open Subtitles | على أمل أن نجد في هذا المنزل هاتفا منزليا يعمل |
Umarım onu kullanmak zorunda kalmazsınız... ...ve nesilden nesile aile yadıgarı olarak kalır. | TED | على أمل ألا يحدث ما يضطرك لاستخدامه وتورثه لمن بعدك |
Umarım çoğunuz buna yanıt verecektir. | TED | وأنا على أمل أن الكثير منكم سوف يستجيب لهذا. |
Ama, belki de onun için uygun olduğumu düşündüğünü umuyorum, ...bu yüzden onu anlayabilmem için bana yardımcı olmak isteyebileceğini düşündüm. | Open Subtitles | ولكن كنت فقط على أمل أنه ربما كنت أعتقد أنني جيد بالنسبة له، و حتى كنت تريد مساعدتي الرقم له بالخروج. |
Kız için para bulmak umuduyla, bütün şehri gezmeye başlar. | Open Subtitles | على أمل الحصول على النقود للفتاه فقد هام فى المدينه |
İnşallah komisyoncu kabul edebileceğim bir anlaşma yapar hem alıcı hem satıcıları hapse attırmaz. | Open Subtitles | على أمل سمسار الصفقة حيث يمكنني أن ألتقط المشتري والبائع، وأضعهم في السجن |
Birgün iyi niyetli bir insan olup, katibinin maaşınına 5 şilin zam yapmasını umut ederek. | Open Subtitles | على أمل يستجمع ما يكفي من النيّة الحسنة ليرفع أجرَ مستخدَمه 5شلنات في السبوع |
Seni buraya getirdim çünkü belki bana biraz yardım edebileceğini umuyordum. | Open Subtitles | لقد أحضرتكِ إلى هنا على أمل أن تمنحيني القليل من مساعدتكِ. |
Umalım da, bulduğumuz sadece çürümüş cesedi olsun... çünkü senin nişanlını öldürdü. | Open Subtitles | على أمل , أن نجد فقط جثته المتعفنة جزاءاً على قتله لخطيبك |
Neyse ki tek bir doğru cevabı aramadan vazgeçecekler ve manevi bir çığır açacaklardı. | TED | على أمل أن يتخلوا عن البحث عن إجابةٍ صحيحةٍ واحدة ويحققوا إنجازًا روحيًا. |
Hastamızın bir kaç hafta içinde ağırlığını taşıyacak konuma gelmesini umuyoruz. | Open Subtitles | على أمل أن يستطيع المريض حمل جسده في خلال عدة أسابيع |
Ona dostluğumuzu gösterelim, belki böylece bir düşmanımız eksilmiş olur. | Open Subtitles | دعونا نقدم لها صداقتنا على أمل أن ينقص أعداؤنا واحداً |
Sonra Barack Obama, o da bir fark yaratmayı umuyordu. | TED | وثم عهد باراك أوباما، على أمل أنه سيجلبُ التغيير معه أيضًا. |
Uyandığımızda işlerin değişeceğini umuyorduk. | Open Subtitles | على أمل حينما نستيقظ ستصبح الأمور مختلفة |
Ayrıca parayı benim çalmamı ümit ederek, komodinin üzerine bıraktığını biliyorum. | Open Subtitles | وأعلم أيضًا أنها تركت مال على المنضدة، على أمل أن أسرقه. |
Bir gün benim izlediğimi anlayıp o da bana gülümser diye umarak. | Open Subtitles | على أمل أن تكتشف في يوم من الأيام أنني أراقبها فتبتسم لي |