Biliyorsunuz değil mi, bu kadar paraya benim yaşadığım şehirde, Göl kenarında, beş odalı bir ev alırsınız. | Open Subtitles | تعرفان، مقابل هذا المال يمكنكما المجيء إلى مدينتي وتحصلان على بيت ذو 5 غرف على البحيرة |
Bunların hepsi bittiğinde bana Göl kenarında bir ev yapacağını söylemiştin. | Open Subtitles | قُلتَ عندما نتزوج, ستبني لي منزلاً مُطل على البحيرة |
Eğer Gölde seninleyken beni güvende tutacağına söz verirsen. | Open Subtitles | إلا إذا كُنت تَعدنيِ بأنني سوف أكون بآمان هناك على البحيرة معك. |
"Bir zamanlar küçük Bir göller şehri vardı | Open Subtitles | " كان زمان يوجد مدينة على البحيرة " |
Dağın göl üzerindeki yansıması, gülümsediğindeki ifadene benziyor. | Open Subtitles | انعكاس الجبل على البحيرة كوجهكِ عندما تبتسمين |
Göl kenarındaki villa, şarkı ana karakterin ismi ve hatta bitiriş bile aynı. | Open Subtitles | الفيلا على البحيرة والأغنية متشابهه, اسم الشخصية الرئيسية والنهاية أيضاً متشابهه |
Bana soracak olurasn, bu çay poşetlerini şiş gözlerime koyacağım ve göl kıyısındaki pansiyonumu hayal edeceğim. | Open Subtitles | وأحلم بمطعمي المنزلي على البحيرة ليلة سعيدة |
Göl kenarında kulübe ev yapmaya söz verdin. | Open Subtitles | لأنّكِ قطعتِ عهدًا في بناء كوخ خشبي على البحيرة. |
Göl kenarında bir evleri vardı. Bunun gibi değil, ama çok eğlenceliydi. | Open Subtitles | لديهم منزل على البحيرة ليس مثل هذا، ولكن... |
Göl kenarında bir evleri vardı. Bunun gibi değil, ama çok eğlenceliydi. | Open Subtitles | لديهم منزل على البحيرة ليس مثل هذا، ولكن... |
Kahretsin, bu boyutta bir Gölde, bir sezonda sekiz, dokuz ölüm normaldir. | Open Subtitles | الجحيم، على البحيرة هذا الحجم، أنت ذاهب إلى له ثمانية، تسع وفيّات في أوانها. |
Her yerde mumlar vardı ve Gölde bir tekne duruyordu. | Open Subtitles | كانت هناك شموع حولنا وكان هناك مركب على البحيرة |
Gölde kendime bir ev aldım. | Open Subtitles | من المنزل الذي اشتريته مؤخراً على البحيرة. نعم، سمعت بهذا. |
"Bir göller şehri hayal et | Open Subtitles | " احلمى بمدينة على البحيرة " |
"Bir göller şehri hayal et | Open Subtitles | " احلمى بمدينة على البحيرة " |
Göl kenarındaki malikanenin büyük salonunda bir kapı var. Evet. | Open Subtitles | إنّه باب في قاعة الحفلات للقصر المطلّ على البحيرة |
Onu göl kıyısındaki kulübeme götürebilirim. | Open Subtitles | لربما أنا سآخذها إلى حجرتي على البحيرة |
Bu bir kulübe ve gölün üzerinde. | Open Subtitles | إنه كوخ، إنه على البحيرة |