Örneğin civar çıkışlardaki kızlar hakkında telsizde bir şey duyduklarında | TED | مثل سماع حديث على الراديو عن بنات متواجدين في شوارع قريبة. |
Yüzbaşı, Teğmen Costa telsizde, efendim. | Open Subtitles | كابتن , هذا هو الليفتنانت , كوستا على الراديو , سيدى |
Radyodan dinlemek istersen yedinci yarış 4:30'da başlayacak. | Open Subtitles | السباق السابع يبدأ الساعة 4: 30 إذا أردت أن تتابعه على الراديو |
Uçağı ve Telsizi kullanırsam sen ne yapacaksın? | Open Subtitles | تريدني الطيران وأن أعمل على الراديو ؟ وماذا أنت ؟ |
Onlara telsizden ulaşamıyoruz ve sinyallerini de yarım saat önce kaybettik. | Open Subtitles | لا نستطيع التقاطهم على الراديو وفقدنا إشارتهم منذ حوالي نصف ساعة |
Sen telsizdeki şu İngilizsin. | Open Subtitles | أنت الرجل الإنكليزي الذي كان على الراديو |
Karısını hemen telsize ver yoksa bu iş yatar! | Open Subtitles | ضِعْ زوجتَه على الراديو الآن وإلا أنسي هذا الأمر القبيح باكمله |
Haklısın. Telsizle ara onları. Gübre çuvallarını boşaltınca dönüp onları alacağımızı söyle. | Open Subtitles | تكلم على الراديو قل لهم أننا سنعود لنقلّهم بعد أن نوصل الحثالة |
Evet ama şimdi Radyodaki bütün romantik temsilleri dinleyen sensin. | Open Subtitles | نعم، ولكن في الوقت الحاضر، انتِ من يستمع إلى كل البرامج الرومانسية على الراديو |
Önemli olan bir kişinin hem kumandada hem de telsizde olmasıdır. | Open Subtitles | الرجل المتولي القيادة ينبغي أيضا أن يكون على الراديو |
Siz telsizde vakit kaybederken onlar kontrolu tamamen ele geçiriyorlar! | Open Subtitles | إنهم يُحصّنونَ مواقعَهم بينما أنت تمزحين معي على الراديو |
Her şeyi telsizde duydum. Evin için gerçekten üzgünüm. | Open Subtitles | لقد سمعت هذا على الراديو انا اسف على بيتك |
Onu gazetelerden, Radyodan duymuştum. | Open Subtitles | سَمعتُ الإشاعاتَ في الورقةِ، على الراديو.. |
Radyodan ayrıldığını duydum. | Open Subtitles | حَسناً، سَمعتُ أنت ما كُنْتَ على الراديو. |
Başkan, Pazar günü Radyodan Ulusa Sesleniş'de bulunacak. | Open Subtitles | الرئيس سيقوم بخطاب الأحد على الراديو المعتاد. |
Beş dakikada bir Telsizi kontrol et. | Open Subtitles | أريدكما أن تتصلا بي على الراديو كل خمس دقائق. |
Taksinin içinde de sürekli Telsizi dinle. | Open Subtitles | وإدخلي سيارة الأجرة وإبقي أذنك على الراديو |
Bir şey görürseniz telsizden haber verin. Tamam, ben kulübe bakacağım. | Open Subtitles | إذا رأيتم أى شيء يا رفاق ، تواصلوا معي على الراديو |
Çavuş, telsizden çocukları eve götürecek otobüsler ayarla. | Open Subtitles | الرقيب، والحصول على الراديو وتنظيم بعض الحافلات لاتخاذ الأولاد في المنزل. |
Çünkü telsizdeki bir herif seni alt etti değil mi? Hey,hey, woaw ... - Bunu yapmamalıydın. | Open Subtitles | لأن شخص على الراديو هزمك ما كان عليك ان تفعل هذا اهدؤوا |
Babana telsizdeki arkadaşının ona hemen şimdi ihtiyacı olduğunu söylemen gerek. Ona bunu söyleyebilir misin? | Open Subtitles | أريدكِ أن تبلغي والدك أن صديقتة على الراديو في حاجه إليه الآن هل تستطيعين قول ذلك؟ |
Ajan Scully'nin yanında olan biri onu telsize çağırsın. | Open Subtitles | أحتاج شخص ما الذي مع الوكيل سكولي سيضعها على الراديو. |
Clermont, düşman sınırının 50 km gerisinde! Telsizle onlara ulaştın mı? | Open Subtitles | هذا على مسافة 30 ميل خلف خطوطهم هل حددتهم على الراديو ؟ |
Radyodaki şarkıya eşlik edip tüm gece dans edebileceksin. | Open Subtitles | بإمكانك الغناء على الراديو والرقص بأي وقت |
Annem Radyoda mı? | Open Subtitles | أمي على الراديو ؟ |
radyoda bir polis raporu var. | Open Subtitles | وكان .. كان هناك تقرير للشرطه على الراديو |